(İnstagramda önce sorular bir başka gün ise cevaplar paylaşılmaktadır. Cevabın instagramda paylaşıldığı gün web sitesinde hem soru hem cevap paylaşılacaktır.)
__________________________________
193- Hangisi ‘Üçüncü Pencere Sendromu’ ile ilgili bir odyolojik bulgu değildir?
1- Stapes refleksleri alınmaz 2- Otoakustik Emisyonlar Alınmaz 3- Sensörinöral İşitme Kaybı Olur 4- Weber Testi hasta tarafa lateralizedir
C- İç kulak; çevre bölgelerle oval ve yuvarlak pencere dışında bir bağlantı daha kuruyorsa buna ‘Üçüncü Pencere Sendromu’ adı verilir. Üçüncü pencere sendromuna en sık yol açan hastalıklar ‘Süperior Semisirküler Kanal Açıklığı’ ve ‘Geniş Vestibüler Aquaductus’tur. Bu sendromda odyolojik bulgular oldukça önemlidir. Saf ses odyometride düşük frekanslarda iletim tipi kayıp olmasına rağmen, timpanogramda Tip A görülür.
Diğer iletim tipi işitme kaybı yapan durumların aksine stapes refleksleri ile otoakustik emisyonlar alınır. VEMP’te düşük ses şiddetlerinde yüksek amplitüdlü cevapların alınması bu sendrom için önemli bir bulgudur. Diyapozon testlerinde Weber hasta tarafa lateralize iken Rinne testi negatiftir. Hastalar yüksek şiddetteki ses ve basınca maruz kalınca vestibüler semptom yaşayabilirler.
__________________________________
192- Elektrokokleografideki (ECochG) Meniere Hastalığı bulguları için hangileri yanlıştır?
1- SP/AP oranı artmıştır 2- Negatif polarite ile elde edilen latans daha uzundur 3- Eğri altında kalan alan analizi yapılabilir
D– Elektrokokleografi (ECOchG) Meniere Hastalığı tanısında oldukça bilgi verebilir. En çok bilinen sonuç SP/AP oranının artmasıdır. Negatif polarite ile elde edilen AP latansı pozitif polarite ile elde edilene göre normalde 0,1-0,2 msn daha kısadır ancak Meniere Hastalığında bu fark 0,6-0,7 msn’ye kadar artmıştır.
ECochG’de Meniere Hastalığı tanısında bir de ‘Eğri Altında Kalan Alan’analizi yapılmaktadır. Bu analizde SP ve AP’nin altında kalan alana A1, AP’nin altında kalan alana A2 dendiğinde A1-A2 / A2 formülüyle hesaplanan alanın artmış olması Meniere Hastalığını düşündürür.
__________________________________
191- Aşağıdakilerden hangisi koklear mikrofonikler için yanlıştır?
1- Sitimulusun dalga formunu taklit ederler 2- Latansları yok denecek kadar azdır 3- İşitsel nöropatide kaybolurlar 4- Prenöral poransiyellerdir
C– Koklear Mikrofonik Potansiyeller (CM); dış tüylü hücrelerden kaynaklandığı kabul edilen reseptör potansiyellerdir. Alterne akımlı bir potansiyeldir ve stimulusun dalga formunu taklit eder. Bu nedenle elektrofizyolojik testlerde alterne polarite kullanıldığında kaybolur. Kokleada oluşan prenöral bir potansiyeldir ve latansı yok denecek kadar azdır.
İşitsel Nöropati Spektrum Bozukluğu iç tüylü hücrelerin dendritlerle yaptığı sinapslar ve koklear siniri tutan bir hastalıktır. Bu hastalıkta CM ortadan kaybolmaz ve ABR ya da ECochG testinde negatif ve pozitif polarite kullanıldığında güçlü bir şekilde alınırlar.
__________________________________
190-Aşağıdaki hastalıklardan hangileri sensörinöral işitme kaybına sebep olmaz?
1- Otoskleroz 2- Meniere Hastalığı 3- Timpanik Membran Perforasyonu 4- Akustik Nörinom
C– Dış ve orta kulak hastalıkları iletim tipi işitme kaybına neden olurken iç kulak ve koklear sinir hastalıkları sensörinöral işitme kaybına neden olur. Eğer bahsedilen her iki kısımda da hastalık varsa mikst tip işitme kaybı görülür. Meniere Hastalığı iç kulağı, Akustik Nörinom da koklear siniri etkilediği için sensörinöral işitme kaybına neden olurlar.
Timpanik zar perforasyonu iç kulak ve koklear sinirde bir hasar yapmadığı için iletim tipi işitme kaybı yapar. Klasik Otoskleroz başlangıç aşamasında iletim, daha sonra mikst tip işitme kaybına neden olur. Ancak Koklear Otosklerozda stapes tutulumu olmadan iç kulak etkilendiği için sensörinöral işitme kaybı görülür.
__________________________________
189- Fasial sinirin Fallop kanalı içerisindeki bölümleri, merkezden perifere doğru olacak şekilde nasıl sıralanır
D– Fasial sinirin nükleusları ponsta bulunur. Bu nükleuslardan çıkan lifler serebellopontin köşeden geçerek temporal kemiğe gelir ve internal akustik kanala girer. Bu kanalda vestibulokoklear sinir ile birlikte seyreder. Fasial sinir daha sonra Fallop kanalı içerisine girer ve bu kanaldan çıkana kadar 3 bölüm içerir.
Fallop kanalının ilk bölümü Labirentin Segmenttir. Bu kısım öne, laterale ve yukarıya doğru gelip geniculate ganglion hizasında arkaya doğru kıvrılarak Timpanik Segmenti oluşturur. Daha sonra aşağıya doğru yönelen kanal Mastoid Segmenti oluşturur ve stylomastoid foramenden fasial sinir Fallop kanalını terk eder.
__________________________________
188- Aşağıdaki bulgulardan hangisi koklear malformasyonlardan ‘Incomplete Partition Tip II’ ye ait değildir?
A- Kokleanın tümünün kistik olması B- Minimal Dilate Vestibul C- Geniş Vestibuler Aquaductus D- Modiolus Anomalisi
A– Koklear Malformasyonların sınıflaması şu şekildedir: 1-Labirentin Aplazi 2-Koklear Aplazi 3-Ortak Kavite 4-Koklear Hipoplazi 5-Incomplete Partition (Tip I, Tip II, Tip III)
İncomplete Partition’lardan Tip I’de kokleanın tümü kistiktir ve vestibulum dilatedir. Modiolus gelişmemiştir. Tip II’de kokleanın bazali normal ancak apeks kistiktir. Vestibulum minimal dilatedir ve modiolus anomalileri olabilir. Vestibular aquaductus geniştir. Tip III’de ise X’e bağlı işitme kaybı vardır.
__________________________________
187- Özellikle 300 ms’den daha kısa süreli sesler için geçerli olmak üzere, bir sesin süresi artarsa eşik değeri azalır. Bu özelliğin adı nedir?
C– Sesin zamansal (temporal) özellikleri, işitsel işlemlemenin değerlendirilmesinde önemlidir. Temporal Rezolüsyon; iki sesin ayrı birer ses olarak algılanabilmesi için aralarında geçmesi gereken süreyi ifade eder, Temporal Masking, bir sesin öncesi ya da sonrasında verilen gürültüye rağmen sesi anlayabilmeyi, Temporal Ordering ise farklı seslerin verilme sıralarını ayırdedebilmeyi ifade eder.
Özellikle 300 milisaniyenin altındaki seslerde sesin süresi uzadıkça eşik değeri düşer. Yani kısa süreli sesler daha yüksek şiddette duyulabilirler. Bu özelliğe ise Temporal Sumasyon ya da Temporal İntegrasyon adı verilir.
__________________________________
186-Ductus Reuniens hangi iki bölgeyi birleştirir?
A- Utrikulus-Scala Media B- Scala Timpani-Subaraknoid Boşluk C- Sakkulus-Ductus Cochlearis D- Scala Vestibuli-Endolenfatik Kese
C- İç kulak kemik labirent ve zar labirent olarak iki kısımda incelenir. Kemik labirentte işitme ile ilgili olarak koklea, denge ile ilgili olarak da vestibulum ve semisirküler kanallar bulunur. Zar labirent kısmında kokleanın içinde ductus cochlearis, vestibulumun içinde utrikulus ve sakkulus, kemik semisirküler kanalların içinde de zar semisirküler kanallar bulunur.
Zar labirentin içinde bulunan endolenf işitme ve denge kısmında devamlılık gösterir. Bu nedenle işitme ve denge ile ilgili bölümler arasında bağlantı bulunur. Bu bağlantı sakkulus ile ductus cochlearis (scala media) arasında bulunan ductus reuniens aracılığı ile sağlanır.
__________________________________
185- Elektrofizyolojik testlerde elektrot yerleşimini standardize etmek için kullanılan uluslararası 10-20 sisteminde ‘Vertex’ hangi sembolle gösterilir?
A- Elektrofizyolojik testlerde ortaya çıkan potansiyellerin tespiti için elektrotlar kullanılmaktadır. İşitsel testlerde genellikle cilt elektrotları kullanılmaktadır ve bunlar baş bölgesinde belli yerlere yerleştirilmektedir. Bu yerleştirmenin standardize edilmesi için ‘Uluslararası 10-20 Sistemi’ kullanılmaktadır. Bu sistemde baş bölgesinde elektrotlar birbirine toplam uzunluğun %10 ve %20’si uzaklıkta olacak şekilde yerleştirilir.
Bu sistemde tek sayılar sol tarafı, çift sayılar ise sağ tarafı gösterir. A1; sol auricula, A2; sağ auricula anlamına gelir. Burun kökünden, oksipital bölgeye doğru orta hattaki noktalar ise Z harfiyle gösterilir. Her iki kulak arasında verteksten geçecek şekilde sağdan sola doğru olan hat ise C harfiyle gösterilir. Bu nedenle ön-arka hattın ortası ile, sağ-sol hattın ortasının kesiştiği yer olan Verteks, Cz sembolü ile gösterilir.
__________________________________
184-‘Prematür Dönüş’ hangi vestibüler testte belirlenen patolojik bir bulgudur?
A- VEMP B- Kalorik Test C- vHIT D- Rotasyon Sandalyesi
B– Kalorik testte dış kulak yoluna soğuk ya da sıcak uyaran verilmesini takiben yaklaşık 45-90 sn sonra maksimuma ulaşan nistagmus hızı giderek azalır ve yaklaşık 200 sn sonunda kaybolur. Bazen bu süreden sonra ters yönde bir nistagmus ortaya çıkabilir. Ters yönde oluşan bu nistagmus eğer 140 sn’den önce olursa buna ‘Prematür Kalorik Dönüş’ adı verilir ve İnternükleer Oftalmopleji ve Friedrich Ataksisinde görülebilir
__________________________________
183-Sağ anterior semisirküler kanal eksite olduğunda hangi ekstraoküler kaslar kasılır?
A- Sağ süperior rektus, sol inferior rektus B- Sağ inferior oblik, sol süperior rektus C- Sağ inferior rektus, Sol süperior oblik D- Sağ süperior rektus, sol inferior oblik
D– Semisirküler kanallar kendi planlarına uygun baş hareketleri yapıldığında eksite ya da inhibe olurlar ve buna uygun göz hareketlerinin oluşmasına neden olurlar. Göz hareketleri ekstraoküler kaslar adı verilen ve her bir tarafta 6 adet olan kaslar tarafından yapılır. Horizontal semisirküler kanalın eksite olması ipsilateral medial rektus, kontralateral lateral rektus kasının kasılmasına neden olur.
Anterior semisirküler kanal eksite olduğunda ipsilateral süperior rektus, kontralateral inferior oblik kası kasılır. Posterior semisirküler kanal eksite olduğunda ise ipsilateral süperior oblik, kontralateral inferior rektus kası kasılır.
__________________________________
182-Sağ 8. kranyal sinirde iletiyi engelleyen bir akustik nörinom mevcutsa hangileri doğrudur?
1- Sağ kontralateral refleks alınmaz 2- Soldan gürültü verildiğinde sağ OAE amplitüdü azalır 3- Koklear mikrofonikler mevcuttur 4- Sağ ipsilateral refleks alınmaz
A– Akustik nörinom 8.kranyal sinirin en sık görülen tümörüdür. Eğer koklear sinirde iletim engellenmişse sağ ipsilateral ve sağ kontralateral reflekste uyaran sağdan verildiği için refleksler alınmaz.Koklear mikrofonikler dış tüylü hücrelerin fonksiyonunu gösterir, ECochG ya da ABR’de negatif ve pozitif polarite kullanıldığında elde edilirler. Akustik nörinom varlığında da alınırlar
Otoakustik emisyonlar (OAE) prenöral cevaplar olduğu için her iki kulakta da alınır. Supresyon OAE bakılırken karşı kulaktan gürültü verilir ve karşı kulağın afferent, OAE bakılan kulağın da efferent yolları aracılığı ile dış tüylü hücreler normal kişilerde baskılanacağından OAE amplitüdleri azalır. Ancak sağ kulakta akustik nörinom mevcutsa efferent yollar çalışmayacağı için OAE amplitüdleri sol kulaktan gürültü verildiğinde azalmaz
__________________________________
181- vHIT testi sırasında ‘Sağ Anterior Kanal’ı test etmek için hastanın başı 45 derece ……… çevrilerek ……………..doğru hızlıca hareket ettrilir.
Yukarıdaki cümlede boşlukları doldurunuz.
A- Sağa / Arkaya B- Sağa / Öne C- Sola / Arkaya D- Sola / Öne
D–vHIT testi başın hızlı hareketleri sırasında oluşan göz hareketlerinin incelendiği ve sakkad varlığıyla kazanç parametrelerinin değerlendirildiği bir testtir. Horizontal kanal test edilirken baş 30 derece öne doğru eğilerek sırasıyla sağa ve sola doğru hızlı hareketler yaptırılır. Vertikal kanallar incelenirken ise kanalların planını hedefe doğru çevirmek için baş sağa ya da sola doğru 45 derece çevrilir.
RALP pozisyonunda baş sola doğru 45 derece çevrilir ve sağ anterior kanalı test etmek için öne, sol posterior kanalı test etmek için hızlıca arkaya doğru çevrilir. LARP pozisyonunda ise baş 45 derece sağa doğru çevrilip sol anterior kanalı test etmek için öne, sağ posterior kanalı test etmek için ise arkaya doğru hızlıca çevrilir.
__________________________________
180- …………… sinir, hem internal akustik kanal hem de …………….. kanalı içinden geçer.
Yukarıdaki cümlede boşluklar ne şekilde doldurulmalıdır?
C- Yedinci kranyal sinir olan N.Facialis’in nükleusları ponsta bulunur. Buradan çıkan lifler serebellopontin köşeden geçerek temporal kemikte internal akustik kanal içerisine girerler. Bu kanal içerisinde koklear sinir ve vestibüler sinirlerle beraber seyreder. Bu kanaldan çıkan fasial sinir yine temporal kemikte bulunan Fallop Kanalı adı da verilen fasial kanal içerisine girer.
Toplam uzunluğu 25-30 mm olan Fallop kanalı 3 bölümden oluşur. İlk kısmı olan Labirentin segmentin sonunda geniculat ganglion bulunur ve burada arkaya doğru bükülerek timpanik segmenti oluşturur. Daha sonra aşağıya doğru bükülen kanal mastoid segmenti oluşturur. Fasial sinir mastoid segment boyunca aşağı inerek stylomastoid foramenden temporal kemiği terkeder.
__________________________________
179-Süperior vestibüler nöriniti olan bir hasta için hangileri doğrudur?
B– Vestibüler sinir süperior ve inferior olmak üzere iki kısımdan oluşur. Süperior kısım, lateral ve anterior semisirküler kanallar ile utrikulustan, inferior kısım ise posterior semisirküler kanal ile sakkulustan lif alır. Kalorik test lateral SSK’yı etkilediği için süperior vestibüler nörinitte cevaplar düşmüştür ve kanal parezisi ortaya çıkar
cVEMP’te sakkulus uyarılır ve inferior vestibüler sinir üzerinden işleyen bir döngü mevcuttur. oVEMP’te ise utrikulus uyarılır ve süperior vestibüler sinir üzerinden refleks döngüsü oluşur. Bu nedenle süperior vestibüler nörinitte oVEMP cevapları bozulmuş, cVEMP cevapları ise normal olarak alınır. vHIT’te baş horizontal planda savrulduğunda lateral kanal dolayısıyla süperior vestibüler sinir uyarılır. Bu nedenle soruda belirtilen hastada vHIT kazançları düşer.
__________________________________
178- Edinger Westhpal nükleusu ve Geniculat ganglion sırasıyla hangi kranyal sinirlerle ilgilidir?
1- Oculomotor sinir 2- Trigeminal Sinir 3- Fasial Sinir 4- Vagus siniri
B– İlk ikisi hariç tüm sinirlerin nükleusları beyin sapında bulunur. Motor lifler beyin sapındaki nükleuslardan kaslara gider. Sensöryel lifler önce periferde bulunan ganglionlara, oradan da beyin sapındaki nükleuslara gelir. Parasempatik lifler ise beyin sapından çıkıp periferdeki ganglionlara, oradan ilgili organa gider.
Edinger Westphal çekirdeği III.Kranyal Sinir olan. n.oculomotorius’un parasempatik liflerinin kaynaklandığı nükleustur ve mezensefalonda bulunur. Geniculate Ganglion ise VII. Kranyal Sinir olan fasial sinirin tat duyusu ile ilgilidir ve dilin ⅔ ön kısmının tat duyusunu taşıyan liflerin ulaştığı gangliondur. Bu ganglion fasial kanalın birinci dirseğinde yerleşmiştir.
__________________________________
177-Supine Roll Testinde persistan (kalıcı) geotropik nistagmusun aşağıdaki durumlardan hangisinde görülmesi daha yüksek olasılıktır?
A- Lateral Kanal Cupulolithiasis B- Lateral Kanal Kanalolithiasis C- Light Cupula D- Anterior Kanal Kanalolithiasis
C- Cupula ve endolenfin özgül ağırlığı birbirine eşittir. Light Cupula terimi, cupulanın, etrafındaki endolenfe göre daha hafif olmasını ifade eder. Sebebi tam olarak açıklanamayan bu durumun, iç kulağın kan akımının bozulması, inflamasyon, travma ya da hemorajik olaylarla ilgisi olabileceği ileri sürülmüştür. Lateral kanalın bir hastalığı olarak kabul edilen light cupuladan supine roll testi sırasında şüphelenilir.
Supine roll testi sırasında hasta her iki tarafa çevrildiğinde de geotropik nistagmus görülür ve hasta tarafa çevrildiğinde daha şiddetlidir. Ancak light cupulanın kanalolithiasisten farkı, nistagmusun persistan olmasıdır. Ayrıca hasta supin pozisyondayken hafifçe hasta tarafa çevrildiğinde bir noktada nistagmus durur. Buna ‘null point’ denir ve light cupulayı kanalolithiasisten ayırmada önemlidir.
__________________________________
176- Serebellumun hangi bölgeleri vestibüler nükleuslarla en yoğun bağlantıyı kurar?
B– Serebellar korteks 3 loba ayrılır: Anterior, posterior ve flocculonodular lob. Bunlardan flocculonodular lobvestibüloserebellum olarak isimlendirilir ve vestibüler sinir ve vestibüler nükleuslarla bağlantı kurar. Serebellumun derinlerinde ise 4 adet nükleus bulunur. N.Dentatus, N.Emboliformis, N.Globosus ve N.Fastigii. Bunlardan Fastigial Nükleus vestibüler nükleuslarla bağlantı kurarak vestibüler fonksiyonların düzenlenmesinde önemli rol oynar.
__________________________________
175- DPOAE testinde en güçlü cevap ……………………. frekansında ve f2/f1 oranı …………. olduğunda alınır.
A– DPOAE testinde kulağa eş zamanlı olarak iki uyaran verilir. Birinci uyaranın frekansı f1, ikinci uyaranınki f2 olarak isimlendirilir. f2>f1 olmalıdır. Bu stimulus sonrası kokleadan farklı frekanslarda distorsiyon ürünleri ortaya çıkar. Bunlardan en güçlü olanın frekansının 2f1-f2 olduğu belirlenmiştir. f1 ve f2 arasındaki oran da cevap amplitüdlerini etkiler. Eğer f2/f1 oranı 1,22 ise yine en güçlü cevaplar alınmaktadır.
__________________________________
174- Aşağıdaki testlerden hangisinde bir tarafın işitme yollarıyla ilgili doğru bilgi almak için diğer tarafın maskelenmesi gerekebilir?
1- ABR 2- Konuşmayı Alma Eşiği 3- Otoakustik Emisyon 4- Konuşmayı Ayırt Etme Skorları
C- İşitme yollarımızla ilgili değerlendirmeler yaparken bir kulağa verilen stimulus karşı kulağı etkileyebilir ve yanlış kulağın cevaplarını değerlendirmiş olabiliriz. Bu durumu gidermek için test etmediğimiz kulağa gürültü uygulayarak yanıt vermesini engelleyebiliriz. Bu işleme ‘Kontralateral Maskeleme’ adı verilir. Buna genellikle saf ses odyometride gerek duyarız ve hem hava yolu hem de kemik yolu işitme eşikleri için belli kurallarla maskeleme yapılması gerekebilir. Tek taraflı işitme kayıplarında konuşma testlerinde de maskeleme gerekebilir
ABR’de kontralateral maskelemeye daha seyrek ihtiyaç duyulur. Ancak tek taraflı işitme kayıplarında, 65-70 dB üzerinde stimulus verildiğinde ve özellikle I.dalganın alınamayıp diğer dalgaların alındığı durumlarda cevapların karşı kulağa ait olabileceği akla gelmelidir. Otoakustik emisyonda prob hangi kulakta ise cevaplar o kulağa aittir.OAE supresyon testinde gürültü verilmesi, test edilmeyen kulağı maskelemek için değil, test ettiğimiz kulaktaki yanıt değişikliklerini görmek içindir.
__________________________________
173- Aşağıdaki vestibüler değerlendirmeler ‘SIRASIYLA’ hangi testlerin alt testleridir?
D– Vestibüler sistemin değerlendirilmesinde oldukça etkili ve gelişmeye açık cihazlar mevcuttur. Videonistagmografi (VNG) uzun yıllardır kullanılan ve belki de en sık kullanılan testtir. VNG cihazıyla yapılan okulomotor testler, gaze testi, sakkad testi, oküler pursuit testi ve optokinetik testtir.
Posturografi ve rotasyon sandalyesi daha seyrek yapılan testlerdir. Posturografi ile çok sayıda alt test yapılabilmesine rağmen en sık yapılanı ‘Duyu Organizasyon Testi’ dir. Rotasyon Sandalyesi her klinikte bulunmayan bir vestibüler değerlendirme yöntemidir. Alt testleri olarak ‘Sinüzoidal harmonik Akselerasyon’, ‘VOR Supresyon’ ve ‘Velocity Step’ testi vardır.
__________________________________
172- MMN ve P300 testlerinde standart stimulusların arasına ……………….. stimulus yerleştirilerek elde edilen uyaran şekline ………………… denir.
D– İşitsel uyarılmış potansiyelleri elde etmek için kullanılan standart stimulusların değiştirilmesiyle duyusal, bilişsel ve motor uyaranlar elde edilebilir. Bu uyaranlar ile elde edilen potansiyellere ‘Olaya Bağlı Potansiyel’ adı verilir. MMN ve P300 testleri de olaya bağlı potansiyeller olarak bilinir.
Bu testlerde uyaran olarak daha sık olarak verilen standart uyaranlar arasına frekans ya da şiddet olarak değiştirilmiş ve daha seyrek olarak sunulan farklı (deviant) stimuluslar yerleştirilir. Bu şekilde uyaran verilmesine ‘Oddball Paradigması’ adı verilir.
__________________________________
171-’Manasse’nin Mavi Örtüsü’ ve ‘Sjögren Sendromu’ terimlerinden sırasıyla aşağıdaki hastalıklardan hangisinde bahsediliyor olabilir?
1-Meniere Hastalığı 2-Otoimmün İşitme Kaybı; 3-Otoskleroz 4-İşitsel Nöropati
C– Otosklerozun erken döneminde (otospongiosis) yoğun damarlanma gösteren kemik odakları vardır. Bu odaklar Hematoksilen Eozin boyası ile boyandıklarında mavi bir renk alır ve buna ‘Manasse’nin Mavi Örtüsü’ adı verilir
Bağışıklık sisteminizin kendi antijenlerimize karşı savaşmalarına ‘Otoimmünite’ adı verilir. Sadece iç kulak bu hastalıktan etkileniyorsa ‘Otoimmün İç Kulak Hastalığı’ sistemik hastalıklara bağlı iç kulak tutulumuna ise ‘Otoimmün İşitme Kaybı’ adı verilir. Bu sistemik hastalıklar arasında Sjögren Sendromu, Granülomatöz Polianjit, Sistemik Lupus Eritematozus ve Cogan Sendromu sayılabilir.
__________________________________
170- Aşağıdaki cümledeki boşlukları doldurunuz
İç ve dış pillar hücreler arasındaki boşluğa ……………………. denir ve …………… sıvısı ile doludur.
A- Corti organındaki reseptör hücreler dış ve iç tüylü hücrelerdir. Bunların dışında destek hücreleri bulunur. Bu hücreler Claudius, Boettcher, Hensen, Dış Phalangeal (Deiters’), Dış Pillar, İç Pillar, İç Phalangeal ve İç Sınır hücreleridir
Dış tüylü hücrelerin kendi arasındaki boşluklar ve DTH ile dış pillar hücreler arasındaki boşluk ‘Nuel Boşluğu’ adını alır. Dış ve iç pillar hücrelerin tepeleri birleşerek bir tünel oluştururlar, bu tünele de ‘Corti Tüneli’ adı verilir. Nuel boşluğu ve Corti Tüneli ‘Cortilenf’ adında bir sıvı içerirler. Cortilenf, scala mediada olmasına rağmen sodyumdan zengindir.
__________________________________
169- Dış tüylü hücreler ile ilgili olarak hangileri doğrudur?
1- Depolarizasyon sırasında boyları kısalır. 2- Koklear amplifikasyonda önemli rolleri vardır 3- Spiral ganglion hücrelerinin küçük kısmıyla sinaps yaparlar 4- Efferent işitme yollarının küçük kısmı burada sonlanır
A- 1, 2 ve 4 B- 1, 2 ve 3 C- 2, 3 ve 4 D- 1, 3 ve 4
B- Corti organındaki reseptör hücreler dış ve iç tüylü hücreler olmak üzere iki çeşittir. İTH; sayı olarak daha az olmasına rağmen spiral ganglion hücreleriyle daha çok sinaps yaparlar ve transdüksiyonda daha fazla rol oynarlar. DTH ise özellikle superior olivary complexten gelen efferent işitme yollarının büyük kısmının bağlantı yaptığı hücrelerdir.
DTH; prestin proteinin etkisiyle depolarizasyon sırasında kısalma hiperpolarizasyon sırasında uzama gösterirler. Bu sayede baziler membranın hareketini arttırırlar. DTH’ın bu özelliğine elektromotilite özelliği denir ve koklear amplifikasyona yani ses şiddetinin arttırılmasına neden olur.
__________________________________
168-Aşağıdaki koklear malformasyonlardan hangilerinde koklear implant endikasyonu olmadığı kesindir?
1-Labirent Aplazisi 2-Ortak Kavite 3-Incomplete Partition Tip I 4-Incomplete Partition Tip II
C- Koklear malformasyonlar çocuklardaki işitme kayıplarının önemli bir kısmını oluştururlar ve rehabilitasyonu güçlükler içerir. Labirent Aplazisi (Michel Aplazisi); koklea, vestibül ve semisirküler kanalların gelişmediği bir anomalidir. Bu nedenle koklear implanttan fayda görmezler. Beyin sapı implantı gerekir. Ortak Kavite ise koklea ve vestibülün tek bir yuvarlak ya da ovoid bir yapı halinde bulunmasıdır. Eğer koklear sinir varsa koklear implant uygulanabilir
Incomplete Partition Tip I’de kokleanın tümü kistik ve vestibulum dilatedir. Eğer koklear sinir varsa koklear implant uygulanabilir. Incomplete Partition Tip II’de ise kokleanın sadece apeksi kistiktir ve vestibulumdaki dilatasyon minimaldir. Geniş vestibüler aquaductus görülme sıklığı da fazladır. İşitme cihazı ya da koklear implanttan fayda görebilirler.
__________________________________
167- Aşağıdaki odyolojik bulgulardan hangileri İşitsel Nöropati Spektrum Bozukluğu ile uyumlu değildir?
B– İşitsel Nöropati Spektrum Bozukluğu (İNSB): dış tüylü hücrelerin sağlam olduğu ancak iç tüylü hücreler, bu hücrelerin sinapsları, koklear sinir ve beyin sapında oluşan problem nedeniyle işitsel uyarıların senkronize bir şekilde üst merkezlere ulaşamaması sorununu ifade eder. Tanısı genel olarak odyolojik olarak konur. Saf ses odyometri çok değişkendir. Konuşma skorları oldukça kötüdür ve stapes refleksi alınmaz
Dış tüylü hücreler sağlam olduğu için otoakustik emisyonlar ve koklear mikrofonikler alınır. Ancak ABR cevapları alınmaz. Eğer ABR’de negatif ve pozitif polarite kullanılırsa koklear mikrofonikler gözlenir. Kortikal cevapların alınması için senkronizayon gerekliliği daha az olduğundan dolayı bazı vakalarda kortikal cevaplar alınır.
D- Dışardaki ses dalgalarının temporal loptaki işitme merkezine ulaşmasına ve burada algılanmasına ‘İşitme’ adı verilir. Dış ve orta kulaktan geçen mekanik dalgalar kokleada elektriksel enerjiye çevrilerek 8. sinir aracılığıyla ponstaki koklear nükleuslara gelir. Buradan itibaren Merkezi İşitme Yolları başlar
Merkezi işitme yollarında ipsilateral ve kontralateral olacak şekilde komplike bağlantılar mevcuttur ancak genel olarak uyarının temporal loba gitmesi şu şekildedir: Koklear nükleuslardan ponstaki ‘Superior Olivary Complex’e gelen uyarı buradan ‘Lateral Lemniscus’ aracılığı ile mezensefalona geçer. ‘İnferior Colliculus’mezensefalondadır ve talamustaki‘Medial Geniculat Cisim’ ile bağlantı kurar. İşitsel uyarılar talamustan temporal loptaki ‘işitme merkezine’ ulaşır.
__________________________________
165- ‘Masking Dilemma’ durumunda eşikleri belirlemek için ………… testi, ‘Ölü Bölge’ varlığında ise …….…. testi yapılır.
Yukarıdaki cümlede boşluklar ne şekilde doldurulmalıdır?
A- SAL / TEN B- DVA / SAL C- SVV / DVA D- TEN / SVV
A– İşitme eşiklerinin maskeli olarak ölçülmesi gerektiğinde daha maske başlangıç seviyesinin dahi aşırı maskelemeye neden olmasına ‘masking dilemma=maskeleme ikilemi’ adı verilir.’ Bu durumda hava yolu işitme eşiklerini bulmak için insert kulaklık faydalı olabilir. Kemik yolu işitme eşiklerini bulmak için ise frontal kemikten kemik vibratör ile maksimum şiddette maske verilerek uygulanan ‘SAL= Sensorineural Acuity Level’ testi yapılır.
Kokleada iç tüylü hücrelerin tamamen nonfonksiyone olduğu frekans bölgesine ‘Ölü Bölge’ adı verilir. Bu frekanstaki sesler komşu bölgeler tarafından algılanabilir ve odyogramda yanlış sonuçlara neden olabilir. Belli odyolojik kriterlele ölü bölgeden şüphelenilen odyogramlarda ‘TEN= Threshold Equalizing Noise’ testi yapılarak gerçek işitme eşikleri belirlenir.
__________________________________
164- ABR’de latanslar; ……….. polaritede ve vücut sıcaklığının …….. durumunda daha kısadır.
Yukarıdaki cümlede boşluklar ne şekikde doldurulmalıdır?
B– ABR sonuçlarının değerlendirilmesinde latanslar en önemli parametrelerdendir ve stimulusun verilmesinden dalganın tepe noktasına kadar geçen süreyi ifade eder (mutlak latans). İki dalganın tepe noktası arasındaki süre ise ‘dalgalararası latans’ olarak isimlendirilir. Polarite seçenekleri olarak pozitif (condensation), negatif (rarefaction) ve alterne polarite vardır. Negatif polaritede timpanik membran ve dolayısıyla stapesin ilk hareketi dışa doğru olduğundan baziler membranında ilk hareketi yukarı doğrudur ve dolayısıyla pozitif polariteye göre latanslar biraz daha kısadır.
Latansları etkileyen faktörlerden biri de hastanın vücut ısısıdır. Vücut ısısı düştükçe latans uzar, arttıkça latanslar kısalır. Bu özellikle I-V dalgalararası latansı etkiler. Vücut ısısındaki her bir derecenin latansları 0,2 ms değiştireceği kabul edilir.
__________________________________
163- Elektronörografi (ENoG) testi sırasında …. adet stimulus, …. adet kayıt elektrodu ve 1 adet toprak elektrodu kullanılır.
Yukarıdaki cümlede boşluklar ne şekilde doldurulmalıdır?
B–Elektronörografi (ENoG); fasial paralizilerde kullanılan ve sinirin bütünlüğünün değerlendirildiği elektrofizyolojik bir testtir. İlk 72 saatte yapılmaması önerilir. Verilen elektriksel uyarı sonucu ortaya çıkan kasılmanın amplitüdü diğer tarafla karşılaştırılarak test yorumlanır. Diğer tarafa göre %90 ve üzerinde dejenerasyon cerrahi endikasyonunu güçlendirir.
Test sırasında aurikulanın ön altına yerleştirilen 2 adet stimulus elektrodu, ağız komissürü ve burun kanadına yerleştirilen 2 adet kayıt elektrodu ve alına yerleştirilen 1 adet toprak elektrod olmak üzere toplam 5 adet elektrod kullanılır. Normal kişilerde bir adet pozitif dalga (P1) ve bunun öncesi ve sonrasında 2 adet negatif dalga (N1 ve N2) elde edilir.
__________________________________
162-500 Hz’de maskesiz işitme eşikleri aşağıdaki gibi olan hastalardan hangilerinde Maske Başlangıç Seviyesini belirlerken ‘Oklüzyon Etkisi’ de eklenmelidir?
1- Sağ KY:15, HY:15; Sol KY: 20, HY:35 2- Sağ KY:5, HY: 25; Sol KY:5, HY: 40 3- Sağ KY:10, HY:10; Sol KY: 15, HY:20 4- Sağ KY:10, HY: 25; Sol KY:10, HY:10
A- Dış kulak yolunun tıkanması sonucunda kemik yolu iletim mekanizmalarında özellikle düşük frekanslarda bir iyileşme görülür. Buna ‘Oklüzyon Etkisi’ denir. Bu nedenle kemik yolu işitme eşikleri maskeli olarak ölçülürken, test edilmeyen kulağa maske gürültüsü vermek için kullanılan supraaural kulaklık oklüzyon etkisine yol açar. Bu durum daha yüksek şiddette maske uygulamamızı gerektirir
Oklüzyon etkisi olarak farklı öneriler vardır. Ancak genel olarak 250 Hz için 15 (30)dB,500 Hz için 15 (20)dB, 1000 Hz için de 10 dB uygulanır. 2000 ve 4000 Hz için ise uygulanmaz. Bu değerler her hasta ve frekans için farklı olduğundan Bing Testi ile oklüzyon etkisi saptanabilir. Eğer maske uygulanan kulakta zaten gap mevcutsa (20 dB kadar) oklüzyon etkisi eklenmez.
__________________________________
161- Orta kulak sisteminde ‘sertlik’ artışıyla ilgili olarak hangileri doğrudur?
1- Rezonans frekansı yükselir 2- Otosklerozda görülür 3- Düşük frekanslı seslerin geçişi daha fazla azalır
D– Orta kulak sistemi genel olarak sertlik, kütle ve sürtünme kuvvetlerinin etkisi altındadır. Sürtünme frekansa göre değişmez. Sertlik daha çok düşük frekanslı seslerin geçişini etkiler ve sertlik artışında düşük frekanslı seslerde daha çok kayıp olur. Kütle artışı ise yüksek frekanslı sesleri daha çok etkiler bu nedenle kütle artışında yüksek frekanslı seslerde daha çok kayıp olur
Sertlik arttığı zaman düşük frekanslarda kayıp olduğu için rezonans frekansı yükselir. Kütle artışında ise tersi olur. Otoskleroz sertliği arttıran hastalıklardandır. Orta kulak iltihapları ise özellikle sıvı biriktiği dönemlerde kütle artışına neden olur.
__________________________________
160-Stimulus artefaktıyla ilgili olarak hangileri yanlıştır?
1- Transdüser, elektrota ne kadar yakınsa o kadar fazla olur 2- Negatif ve pozitif polariteli iki kayıt birbirine eklenirse kaybolur 3- İnsert kulaklıkta daha fazla görülür 4- Yüksek şiddetlerde daha çok görülür
D- Akustik transdüserler elektromanyetik alan üretirler yani elektriksel aktivite üretirler. Transdüser kayıt elektroduna yakın olduğunda stimulus artefaktı görülür. İnsert transdüserler elektroda daha uzak olduğu için bu konuda avantajlıdırlar. Özellikle supraaural kulaklıkla yüksek ses şiddetinde stimulus artefaktı daha çok olur.
Transdüser kablolarıyla elektrot kablolarının birbirinden uzak tutulması bu artefaktı azaltır. Ayrıca alterne polarite kullanmak ve negatif polarite ile pozitif polarite kullanarak yapılan kayıtların birbirine eklenmesi bu artefaktı düzeltir. Çünkü artefakt her iki polaritede ters yönde oluşur.
__________________________________
159-CHAMP; …………………………. kullanılarak yapılan ve ……………… hastalığının tanısında kullanılan bir tekniktir.
Yukarıdaki cümledeki boşluklar nasıl doldurulursa cümle doğru olur?
A- ECochG / Akustik Nörinom B- VNG / Vestibüler Nörinit C- ABR / Meniere D- ASSR / BPPV
C-CHAMP (Cochlear Hydrops Analysis Masking Procedure):Meniere Hastalığı teşhisinde ipsilateral masking verilerek uygulanan ve ABR testi kullanılan bir tekniktir (Stacked ABR benzeri). İpsilateral masking ile beraber klik kullanıldığında normalde V. Dalga latansında gecikme olmasına rağmen, endolenfatik hidropsta gecikme olmaması esasına dayanır. Koklear hidrops baziler membranın cevap özelliklerini değiştirerek bu sonuca yol açar.
Stacked ABR’deki gibi klik ABR ve ayrıca klik ile beraber ipsilateral 8, 4, 2, 1, 0,5 kHz high-pass filtreli gürültü (maske) verilerek ABR yapılır. Normalde her birinde V.dalganın latansının daha kötüleşmesi beklenir. Çünkü highpass filtrenin değeri düştükçe maske sesi daha düşük frekanslardan itibaren bir bandı kapatır ve klikin yüksek frekanslı bölgeleri uyarmasını engeller.
Ancak Meniere Hastalığında hidropstan dolayı maske sesine karşı oluşan cevap karakteristiği oluşmaz ve maske verilmesine rağmen sadece kliktekine benzer şekilde V.dalga ortaya çıkar. Latans’da 0,3 msn’den daha az gecikme (sadece klik ABR ile klik+500 Hz high-pass filtreli ABR arasında) ve 0,95’den daha düşük amplitüd oranı meniere hastalığı lehinedir.
Amplitüd oranı = (Sadece klik ABR) – (Klik + 500 hz filtre ABR) / sadece Klik ABR V.dalga amplitüdü
__________________________________
158-Koklear potansiyeller ile ilgili olarak hangileri doğrudur?
1-Koklear mikrofonikler stimulus polaritesini taklit eder. 2-Sumasyon potansiyeli doğru akımlıdır 3-Endokoklear potansiyel +80 mV’dır. 4-Koklear mikrofoniklerin latansı 1 ms’dir.
A- 3 koklear potansiyel vardır: Endokoklear potansiyel, koklear mikrofonikler ve sumasyon potansiyeli.Endokoklear potansiyel scala mediadaki +80 mV’luk istirahat potansiyelidir. Koklear mikrofonikler daha çok DTH’den kaynaklanan reseptör potansiyelleridir, stimulus şiddeti arttıkça amplitüdü artar ancak doyuma ulaşır ve sonra azalır. Stimulusun polaritesi değişince, CM’nin polaritesi de değişir. Dolayısıyla alterne polaritede kaybolur. Koklear mikrofonikler alterne akımdır (AC) ve latansı yoktur.
Sumasyon potansiyeli ise daha çok İTH’den kaynaklanır. Stimulus şiddeti arttıkça amplitüdü artar ve doyuma ulaşmaz. Doğru akımlı (DC) bir potansiyeldir ve latansı 0,5 ms olarak kabul edilir. Aksiyon potansiyeli ise koklear potansiyel değildir ve koklear potansiyelleri takip eder.
__________________________________
157- Hangisi Ewald kanunlarından değildir?
1-Nistagmusun yönü uyarılan kanalın düzlemindedir. 2-Lateral kanalda ampullopedal akım daha büyük cevap doğurur 3-Posterior kanalda ampullofugal akım daha büyük cevap doğurur 4-Hızlı faz yönüne bakınca nistagmusun şiddeti artar
C- Ernst Julius Richard Ewald 1855-1921 yılları arasında yaşamış Alman bir fizyologdur. Vestibüler sistemle ilgili olarak yaptığı tespitler bugün Ewald Kanunları olarak bilinmektedir. Bu kanunlar: 1- Nistagmusun yönü uyarılan kanalın düzlemindedir. 2- Lateral kanalda ampullopedal akım ampullofugal akıma göre daha güçlü cevap oluşturur 3- Anterior ve posterior kanalda ampullofugal akım ampullopedal akıma göre daha güçlü cevap oluşturur
2 ve 3. maddelerin ortak sonucu ise eksitatör impulslar inhibitör impulslara göre daha güçlü cevap oluşturur. Gustaw Alexander’in kendi adıyla anılan kanununa göre de ‘ Periferik nistagmusun hızlı fazı yönüne bakıldığında nistagmusun şiddeti artar, yavaş fazı yönüne bakıldığında ise nistagmusun şiddeti azalır’
__________________________________
156-Aşağıdaki cümlede noktalı yerlere hangi şıktaki kelimeler yazılmalıdır?
‘ABR’de insert kulaklıklardaki ……… mm boyutundaki tüp nedeniyle ……. msn’lik bir zaman gecikmesi olur.
A- Insert earphone lar (ER3A) 280 mm uzunluğundaki akustik tüp nedeniyle zaman gecikmesine neden olurlar. Bu yaklaşık 0,8 msn’dir (0,8-,0,9). ABR cihazları bunu kompanse ederler. Ayarlardan insert earphone seçildiğinde otomatik olarak bu gecikme latanslardan düşülür. Bu durum supraaural kulaklıkta görülen, ECochG’un AP’sini ve ABR’nin I.dalgasını etkileyen stimulus artefaktlarını elimine eder. Bu nedenle insert kulaklıkta akustik tüpün orijinal boyutunun kısaltılması test sonuçlarını bozar.
__________________________________
155-Aurikulanın hangi bölümü birinci branchial arktan gelişmez?
B-Branchial yapılar embriyonel hayatın 3 ila 7. haftasında gelişen arklar, bu arkları dıştan ayıran yarıklar ve içten ayıran keselerden oluşur. Bir insanda her iki tarafta 6 tane branchial ark, 5 tane kese ve 5 tane yarık mevcuttur. Her bir brankial yapıdan kendine ait kas, kemik, kıkırdak, sinir ve damarlar gelişir. Dış ve orta kulak oluşumları da bu branchial yapılardan gelişirler.
Aurikulanın heliks, tragus ve symba concha kısımları birinci branchial arktan, antitragus, antiheliks ve cavum concha kısımları ise ikinci branchial arktan gelişir. Dış kulak yolu birinci branchial yarıktan gelişir. Eustachii borusu ve orta kulak boşluğu ise birinci branchial keseden oluşurlar. Tensor timpani kası, malleus ve incus birinci branchial arkın, stapes kası ve stapes kemikçiği ise ikinci branchial arkın yapılarıdır.
C- Sensörinöral işitme kayıplarında sebebin koklear ya da retrokoklear olduğunu anlamak için bazı odyolojik bulgular bize yol gösterir. Birçok objektif ya da subjektif test bu amaçla kullanılabilir. Koklear işitme kayıplarında stapes refleksi 50 dB kayba kadar genellikle alınır. Ancak retrokoklear işitme kayıplarında işitme kaybı hafifte olsa refleks kaybolur.
Otoakustik emisyonlar, dış tüylü hücrelerin cevabı olduğu için, alınmıyor oluşları koklear bir işitme kaybını düşündürür. Koklear işitme kaybında işitme eşiği ile rahatsız edici ses yüksekliği arasındaki dinamik ranj daralmıştır, yani rekrütman görülür. ECochG ya da ABR’de elde edilen koklear mikrofonikler de DTH cevabı olduğu için koklear işitme kayıplarında alınmazlar.
__________________________________
153-Ampullopedal hareket ile ilgili olarak hangileri doğrudur?
1-Posterior semisirküler kanalda eksitasyona neden olur 2-Anterior semisirküler kanalda eksitasyona neden olur 3-Lateral semisirküler kanalda eksitasyona neden olur 4-Utrikulusta eksitasyona neden olur
D-Ampullopedal hareket semisirküler kanal içerisindeki endolenfin ampullaya doğru hareketidir. Ampullanın uzağına doğru harekete ise ampullofugal hareket denir. Lateral kanalda tüylü hücrelerde kinociliumun yönü ampulla tarafındadır, anterior ve posterior kanalda ise ampullanın uzak tarafındadır. Bu nedenle lateral kanalda ampullopedal hareket eksitasyona neden olurken, aynı etkiyi anterior ve posterior kanallarda ampullofugal hareket yapar. Utirkulus için ampullopedal ya da ampullofugal hareket söz konusu değildir.
__________________________________
152- Aşağıdaki hastalıkların baş dönmesi süresine göre en kısadan en uzuna doğru sıralaması hangi şıkta doğru verilmiştir.
1- Meniere Hastalığı 2- Vestibüler Nörinit 3- BPPV
A- Baş dönmesi yapan çok sayıda tanımlanmış hastalık vardır. Bu hastalıkların fizyopatolojileri birbirinden farklı olduğu gibi baş dönmesinin süresi de farklıdır. Baş dönmesi süresi hastalığın tanısının konmasında önemli bir kriterdir. Meniere Hastalığı iç kulakta endolenf basıncının artması ile karakterize bir hastalıktır ve ataklar halinde baş dönmesi yapar. Her bir atağın süresi 20 dakika ile 24 saat arasında olur.
Vestibüler Nörinit; vestibüler sinirin inflamasyonu sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır ve işitme kaybı olmadan baş dönmesi yapar. Bu hastalıkta baş dönmesi genellikle günlerce sürer. BPPV; otolitlerin semisirküler kanala girmesi sonucu, belirli baş hareketleri ile ortaya çıkan baş dönmesi yapar. Ortaya çıkan bu baş dönmesi 1 dakikadan daha kısa süre içerisinde kaybolur.
__________________________________
151- Kranyal Sinirler (KS) ile ilgili olarak hangileri yanlıştır?
1- Dokuzuncu KS saf motor sinirdir 2- Onuncu KS parasempatik lif içerir 3- İkinci KS özel duyu siniridir 4- Üçüncü KS’nin çekirdekleri ponstadır
D- Kranyal sinirler; Merkezi sinir sisteminin kranyum kısmından çıkıp görevleriyle ilgili bölgelere dağılan ve periferik sinir sistemine ait olan sinirlerdir. 12 çift olarak bulunurlar ve 10 tanesinin çekirdeği beyin sapındadır. I, II ve VIII. kranyal sinirler sırasıyla koku, görme ve işitme/denge ile ilgili özel duyu sinirleridir. Kranyal sinirler motor, duyusal ve parasempatik lifler içerirler.
Saf motor olanlar olduğu gibi her 3 görevi yapan kranyal sinirler de mevcuttur. IX. kranyal sinir her 3 görevi de yapar. III ve IV. kranyal sinirlerin çekirdekleri mezensefalonda bulunurken, V-VIII arasının çekirdekleri ponsta, IX-XII arasının çekirdekleri ise bulbusta bulunur. III, VII, IX ve X. kranyal sinirler parasempatik lifler taşıyanlardır.
__________________________________
150-Aşağıdaki cümlelerden hangileri doğrudur?
1-DKY uzunluğu artarsa rezonans frekansı artar 2-Bebeklerde DKY rezonans frekansı erişkinlerden fazladır 3-Orta kulak rezonans frekansı yetişkinlerde daha yüksektir
C- Bir sistemin Rezonans Frekansı; o sistemin en iyi şekilde ilettiği frekanstır. Dış ve orta kulağın rezonans frekansları bebeklerde ve yetişkinde farklıdır. Bir kanalın uzunluğu arttıkça rezonans frekansı azalır. Yenidoğanlarda DKY daha kısa olduğu için rezonans frekansı yüksek (5,3-7,2 kHz), erişkinlerde ise daha düşüktür (2,7 kHz)
Orta kulağın rezonans frekansı ise bebeklerde farklı çalışmalarda 450-710 Hz olarak bulunmuştur. Erişkinlerde ise bu değer 800-1200 Hz arasındadır. Yani bebeklerin orta kulak rezonans frekansı yetişkinlerden düşüktür. Kemik yolu ile iletimde ise rezonans frekansı 1500-2000 Hz arasındadır ve bu durum Carhart Çentiği için önemlidir.
__________________________________
149-Supraaural kulaklık ile yapılan saf ses odyometride maskeleme ile ilgili olarak hangileri doğrudur?
TK: Test Kulağı, TEK: Test Edilmeyen Kulak
1- TK’nın hava yolu eşikleri ile TEK’in hava yolu eşikleri arasında 40 dB’den daha az fark varsa maskeleme gerekmez 2- TK’nın kemik yolu eşikleri maskeli ölçülürken, TEK’te iletim komponenti yoksa, düşük frekanslarda oklüzyon etkisi dikkate alınır 3- Başlangıç Maske Seviyesini belirlerken TEK’in hava yolu eşikleri dikkate alınır
B-TK’nin hava yolu eşikleri ile TEK’in kemik yolu eşikleri arasında interaural attenuation (İA) değeri kadar fark varsa TK’nin hava yolu maskeli olarak ölçülür. İA değeri supraaural kulaklıkla için 40 dB olarak kabul edilir. TK’nin hava yolu eşikleri ile TEK’in hava yolu eşikleri arasında 40 dB olmasa bile TEK’in kemik yolu eşikleri dikkate alındığında bu fark 40 dB’den fazla olabilir.
TK’nin hava yolu eşikleri ile yine TK’nin kemik yolu eşikleri arasında 10 dB ya da daha fazla fark varsa TK’nin kemik yolu eşikleri maskeli olarak ölçülür. Hem hava yolu hem de kemik yolu eşiklerinin maskeli olarak ölçümünde, başlangıç maske seviyesini belirlerken TEK’in hava yolu eşikleri dikkate alınır. Kemik yolu eşikleri maskeli olarak ölçülürken eğer TEK’te iletim komponenti yoksa özellikle 250, 500 ve 1000 Hz’de oklüzyon etkisi de dikkate alınarak maske başlangıç seviyesi belirlenir.
__________________________________
148-ABR cevapları ve kortikal cevaplar karşılaştırıldığında hangileri doğrudur?
1- ABR cevapları daha yüksek frekanslıdır 2- ABR cevapları daha yüksek amplitüdlüdür 3- ABR cevaplarında daha düşük rate tercih edilmelidir 4- ABR cevapları uykudan daha az etkilenir
D–ABR, koklear sinir ve beyin sapının cevapları iken kortikal cevaplar işitme merkezi ve korteksin cevaplarıdır. ABR cevapları daha sıktır ve kortikal cevaplara göre frekansı yüksektir. Kortikal cevapların amplitüdü daha yüksek olduğu için daha az averajlama yeterlidir. Kortikal nöronlarda refrakter periyod uzun olduğu için daha düşük rate kullanılmalıdır. Uyku ve anestezik ilaçlar korteksin cevabını baskılarken ABR cevaplarını baskılamaz.
__________________________________
147-Frekans seçiciliğinde ………….. oldukça önemli rol oynar ve …………………. arttıkça frekans seçiciliği azalır.
Yukarıdaki cümlede noktalı yerler nasıl doldurulmalıdır?
A-Dış tüylü hücreler elektromotilite özelliği ile baziler membranın daha fazla hareketine neden olurlar dolayısıyla ‘koklear amplifikasyon’ sağlarlar. Bu hücreler ayrıca baziler membranın vibrasyon genişliğini de azaltarak frekans seçiciliğinde önemli rol oynarlar. Düşük şiddetteki seslerde DTH daha fazla rol oynar o nedenle sesin şiddeti arttıkça frekans seçiciliği azalır. Yüksek frekanstaki seslere karşı frekans seçiciliği de düşük frekanstaki seslere göre daha iyidir.
__________________________________
146-İki kulağa eşzamanlı olarak farklı konuşma uyaranları verilen testlere …………………. denir ve ……………………………….. hastalığının tanısında kullanılırlar.
Bu cümledeki boşlukları ne şekilde doldurursak cümle doğru olur?
C- İşitsel İşlemleme Bozukluğu sesin işitme merkezine iletilmesinde değil, merkezi işitme yollarındaki işlemleme fonksiyonundaki bozukluklardır. Sesin lokalizasyonu, ayırdedilmesi, zamansal özelliklerinin belirlenmesi gibi özelliklerde sorun yaşanır. Bu durumda periferik işitmeyi değerlendiren testler normal çıktığı için özel bazı testler gerekir. Bu testler sırasında tek kulağa ses verilerek yapılan testlere ‘monotonik testler’, her iki kulağa eşzamanlı farklı ses verilerek yapılan testlere de ‘dikotik testler’ adı verilir.
__________________________________
145-Beyin Sapı İmplantı, hastalığın ………….. olduğu durumlarda elektrotun ………. yerleştirilmesi şeklinde uygulanan bir implanttır.
Yukarıdaki cümlede noktalı yerler için uygun kelimeler hangi şıkta verilmiştir?
B- Tedavi edilemeyen işitme kayıplarında işitsel implant kullanımının hem sayısı hem de başarısı her geçen gün artmaktadır. Orta Kulak İmplantları, Kemiğe İmplante Cihazlar,Koklear İmplant ve Beyin Sapı İmplantları bu amaçla kullanılmaktadır. Orta kulak implantları orta kulağa yerleştirilerek ses enerjisini iç kulağa aktarır. Kemiğe implante cihazlarda, implant kafatası kemiklerine yerleştirilerek sesin kokleaya geçişini sağlar.
Koklear implantlar kokleaya bağlı hastalıklarda kullanılır ve kokleaya yerleştirilen elektrotlar sayesinde koklear sinir elektriksel olarak uyarılmış olur. Ancak eğer koklear sinir hasarlıysa koklear implant fonksiyon göremeyeceğinden dolayı Beyin Sapı İmplantı tercih edilir ve elektrodlar koklear nükleuslara yerleştirilerek işitsel uyarı sağlanmaya çalışılır.
__________________________________
144- Aşağıdaki kortikal cevaplardan hangisinin elde edilebilmesi için hastanın uyarana dikkat etmesi gerekmektedir.
D- Kortikal cevaplar, işitsel uyarılmış potansiyellerin ‘Geç Latanslar’ sınıfına girmektedirler ve 50 ms’den sonra oluşan dalgalardır. Bu dalgalardan bazıları ‘Eksojen’ dalgalardır ve uyaranın fiziksel özelliklerinden etkilenirler. Zorunlu cevaplar olarak da isimlendirilirler. Bir kısmı ise ‘Endojen’ dalgalardır ve uyaranın değişmesi, uyarana dikkat etme gibi durumlardan etkilenirler.
Kortikal cevaplardan P1-N1-P2 kompleksi eksojen cevaplardır dolayısıyla zorunludurlar. P300 ve MMN (Mismatch Negativity) elde edilmesi için standart uyaranın arasına daha seyrek olarak farklı (deviant) uyaran yerleştirilir. Bu şekilde uyaran verilmesine ‘Oddball Paradigması’ adı verilir. MMN’de hastanın uyarana dikkat etmesi gerekmiyorken, P300 cevabının elde edilmesi için hastanın deviant uyaranı sayması ya da farkettiğini belirtmesi istenir.
__________________________________
143-Elektrokokleografide görülen hangi potansiyeller hakkında, ABR’de de bilgi edinilir?
A-Elektrokokleografi (ECochG) Yakın Saha Potansiyellerini değerlendiren bir testtir ve bu testte Koklear Mikrofonikler, Sumasyon Potansiyeli ve Aksiyon Potansiyeli değerlendirilir. ABR ise Uzak Saha Potansiyellerinden ‘Erken Latanslar’ı temsil eder. ABR’de alterne polarite kullanılmadığında koklear mikrofonikler dış tüylü hücrelerin sağlam olduğu durumda elde edilebilir. ABR’nin I. dalgası da ECochG’de elde edilen aksiyon potansiyeline (özellikle N1 komponentine) eşdeğer kabul edilir.
__________________________________
142-Aşağıdaki pediatrik testlerin uygulanabildiği yaş aralığı hangi şıkta küçükten büyüğe doğru verilmiştir?
A- Çocuklarda işitmenin değerlendirilmesi zorluklar içermektedir. Saf ses odyometri işitme eşiklerinin belirlenmesinde en değerli test olmasına rağmen kişinin katılımını gerektirdiği için yenidoğan ve küçük çocuklarda uygulanamaz. Bu nedenle çocukların işitme eşikleri hakkında fikir sahibi olmak için bazı çözümler geliştirilmiştir. Behavioral Observation Audiometry (BOA) 6 aydan küçük bebeklerde kullanılan bir testtir ve sese karşı oluşan refleksif ya da motor cevapları dikkate alır.
6 aylıktan 2-3 yaşa kadar kullanılan Visual Reinforcement Audiometry (VRA)’da sesli uyaranla birlikte görsel bir pekiştireç kullanılır. Çocuk sesli uyarana karşı şartlandırılır ve sese doru bir dönme olursa görsel ile ödüllendirilir. 2,5 yaş sonrasında da Oyun Odyometrisi işitme eşiklerini değerlendirmek için uygulanır.
__________________________________
141- Posterior semisirküler kanal ile ilgili olarak hangileri yanlıştır?
1- Kinocilium utrikulusa doğrudur 2- Otolitlerin en çok kaçtığı kanaldır 3- Başın açısal hareketlerine duyarlıdır 4- Anterior kanalın ampullası ile birleşir
C- Her bir iç kulakta 3 adet semisirküler kanal vardır (Anterior, Posterior ve Lateral). Tüm kanallar başın açısal hareketlerine duyarlıdır. Anterior ve posterior kanalın ampullaları ayrı ayrı, ampulla içermeyen uçları ise birleşerek vestibuluma girerler. Lateral kanalda tüylü hücrelerin kinociliumu utrikulusa (ampullaya) doğru olmasına rağmen anterior ve posterior kanallarda kinocilium urtikulusun (ampullanın) uzak tarafındadır.
Bu nedenle lateral kanalda ampullopedal hareket eksitasyona neden olurken, anterior ve posterior kanallarda ampullofugal hareket eksitasyona neden olur. Otolitlerin semisirküler kanallara kaçması ile ortaya çıkan BPPV hastalığından, kanalın pozisyonundan dolayı, en sık posterior kanal etkilenir.
__________________________________
140- Aşağıdaki transdüserler, Interaural Attenuation derecelerine göre hangi şıkta ‘büyükten küçüğe doğru’ sıralanmışlardır?
B– Odyolojik testlerde dış kulak yoluna uyaran vermek için kullandığımız transdüserler, verilen sesin karşı kulağa da geçmesine neden olurlar. Ancak kafatası kemikleri aracılığı ile geçiş sırasında enerjilerinin bir kısmını kaybederler. Karşı kulağa geçiş sırasında azalan enerji miktarına (karşı kulağa geçen miktarına değil) ‘Interaural Attenuation’ denir. Bu azalma insert kulaklıklarda en fazladır yani ses enerjisi karşı kulağa daha az geçer. IA değeri supraaural kulaklıklarlabiraz daha az, circumaural kulaklıklarda ise en azdır.
__________________________________
139-Aşağıdaki formüllerden hangisi doğrudur?
A- Dalga Boyu = Hız / Frekans B- Frekans = Hız X Periyot C- Hız = Dalga Boyu / Frekans D- Periyot = Hız X Frekans
A- Bir ses dalgasının saniyedeki siklüs sayısı ‘Frekans’ ile ifade edilir. Tek bir siklüsün süresi ‘Periyot’, aldığı yol ise ‘Dalga Boyu’dur. Ses dalgasının 1 saniyede aldığı yol ise o sesin ‘Hızıdır’. Dolayısıyla saniyede aldığı yolu (hız), saniyedeki dalga sayısına (frekans) bölersek o sesin tek bir dalgasının aldığı yolu (dalga boyu) buluruz. Periyot ise 1/Frekans formülüyle hesaplanır.
__________________________________
138-Aşağıda belirtilen özellikler ve uyumlu olduğu testler hangi cevap şıkkında sırasıyla verilmiştir?
1- Sakkad görülmesi normaldir 2- Fiksasyonla nistagmus şiddeti azalır 3- Beşinci durum vestibüler sistem hakkında bilgi verir. 4- 13.milisaniyede pozitif dalga görülür
D-SHIMP testinde hastanın gözlerini sabitlemesi gereken hedef başa fiksedir. Bu nedenle baş hareketiyle birlikte hedefte hareket edeceğinden hasta bir sakkad hareketi yaparak hedefi tutturur. Kalorik Test sırasında sıcak ya da soğuk uyaranla ortaya çıkan nistagmusun şiddeti optik fiksasyonla azalır.
Posturografinin en sık yapılan alt testi Duyu Organizasyon Testi’dir. Bu test sırasında 6 farklı durumda denge puanı değerlendirilir. Bu durumlardan gözlerin kapalı, ve zeminin hareketli olduğu ‘Beşinci Durum’ vestibüler sistem hastalıklarını ön plana çıkarır. cVEMP testinde ise 13.milisaniyede pozitif,23.milisaniyede negatif dalga oluşur.
__________________________________
137- Sağ posterior semisirküler kanal uyarıldığında hangi ekstraoküler kaslar kasılır?
A- Sağ inferior rektus, sol süperior oblik B- Sağ inferior oblik, sol superior rektus C- Sağ süperior oblik, sol inferior rektus D- Sağ süperior rektus, sol inferior oblik
C- Lateral Semisirküler Kanalın eksitasyonu gözleri karşı tarafa, Anterior Semisirküler Kanalın eksitasyonu gözleri yukarı ve karşı tarafa, Posterior Semisirküler Kanalın eksitasyonu ise gözleri aşağı ve karşı tarafa çevirir. Posterior kanalın bu etkisi ipsilateral tarafta Superior Oblik Kas, kontralateral tarafta ise Inferior Rektus Kası tarafından yapılır.
__________________________________
136-İç ve dış tüylü hücrelerle sinaps yapan dendritler …dan geçerek, …’ya ulaşırlar. Yukarıdaki noktalı yerlere hangileri gelmelidir?
B- Kemik labirentin işitme ile ilgili kısmı Canalis Spiralis Cochlea (Spiral Kanal), Lamina Spiralis Ossea (Spiral Lamina) ve Modiolustan oluşur. Lamina Spiralis Ossea’nın üzerinde koklea boyunca bulunan deliklere Habenula Perforata adı verilir. Bu deliklerden tüylü hücrelerle bağlantı yapan dendritler geçer ve bu dendritler modiolustaki Rosenthal Kanalında bulunan spiral ganglion nöronlarına ulaşır.
__________________________________
135-İşitme yollarına ait hangi bölgenin çalışmaması ‘Beyin Sapı İmplantı’ uygulanmasını gerektirir?
A- Koklear Sinir B- Koklear Nükleus C- Koklea D- Superior Oliver Kompleks
A–İşitme yollarındaki hastalıklar eğer tedavi edilemiyorlarsa işitme cihazı ya da implantlarla rehabilite edilmelidirler. Eğer bu hastalık kokleadaysa derecesine göre işitme cihazı ya da koklear implant kullanılır. Ancak koklear implantın etkili olabilmesi için çalışır durumda bir koklear sinire ihtiyaç vardır. Koklear sinirin hastalığında ise Beyin Sapı İmplantı tercih edilir.
__________________________________
134- ‘Bill’s Bar’ hangi anatomik bölgede bulunur?
A- Cavum Tympani B- Lateral Semisirküler kanal C- Vestibulum D- İnternal Akustik Kanal
D- İnternal akustik kanal içerisinde kranyal sinirlerden n.vestibulocochlearis ve n.facialis geçer. Kanalın ön üst kısmında fasiyal sinir, arka üst kısmında süperior vestibüler sinir, ön alt kısmında koklear sinir, arka alt kısmında ise inferior vestibüler sinir yer alır.
Kanal içerisinde horizontal planda bulunup, kanalı üst ve alt olmak üzere ikiye ayıran bölmeye crista falciformis denir. Kanalın üst kısmında vertikal planda bulunup, üst kısmı ön ve arka olmak üzere ikiye ayıran yapıya da Bill’s Bar denir. Bill’s Bar’ın önünde fasial sinir arkasında süperior vestibüler sinir yerleşir.
__________________________________
133- İşitsel İşlemleme Bozukluğunda zamansal özelliklerden hangisi ‘farklı sesler olduklarını ayırdetmek için iki ses arasındaki gerekli süreyi’ ifade eder?
B-Santral İşitsel İşlemleme Bozukluğu; periferik işitmenin normal olmasına rağmen sesin merkezi sinir sisteminde işlemlenmesiyle ilgili problemlerin olduğu bir hastalıktır. Bu işitsel işlemlemede sesin zamansal özellikleri önemli yer tutar. Temporal Rezolüsyon; iki sesin ayrı ses olduklarını anlamak için, bu iki ses arasında geçmesi gereken süreyi ifade eder.
Temporal İntegrasyon; bir sesin süresinin o sesin eşik değerine olan etkisini belirler. Temporal Masking; öncesi ya da sonrasında maskelenen bir sesin anlaşılırlığını ifade eder. Temporal Ordering ise frekans ya da şiddet açısından farklı seslerin zamansal sıralamasının belirlenebilmesi demektir.
__________________________________
132-Aşağıdaki baş dönmesi sebeplerinden hangilerinde işitme kaybı beklenmez?
C- İç kulak hem işitme hem de denge ile ilgili fonksiyon içerdiğinden dolayı baş dönmesi yapan bir çok hastalık işitme kaybı ile beraber olur. Ancak BPPV; otolitlerin semisirküler kanalların içine kaçması ile ilgili bir problem olduğu için işitme kaybı eşlik etmez. Vestibüler Nörinit de sadece vestibüler siniri etkilediği için işitme kaybı bulgusu yoktur.
Perilenf Fistülünde; perilenf genellikle orta kulak olmak üzere çevre boşluklara kaçar ve hem işitme kaybı hem de baş dönmesi oluşturur. Superior SSK Açıklığında; süperior semisirküler kanalın apeksinde bir kemik açıklık vardır ve baş dönmesiyle beraber özellikle düşük frekanslarda olmak üzere iletim tipi işitme kaybı ortaya çıkar.
__________________________________
131-İşitsel Nöropati Spektrum Bozukluğuna yol açan genlerden hangisi nörotransmitter salınımı üzerinde rol oynar.
A- İşitsel Nöropati Spektrum Bozukluğu dış tüylü hücrelerin sağlam olduğu ancak iç tüylü hücreler, sinapslar, koklear sinir ya da beyin sapında patolojilerin olabildiği bir hastalıktır. Nedenleri konjenital ya da edinsel olabilir. Edinsel faktörler arasında hiperbilirubinemi ve anoksi başta olmak üzere bazı risk faktörleri ile enfeksiyonlar sayılabilir.
Konjenital olanlar ise sıklıkla genetik faktörlere bağlıdır. Genetik İNSB sendromik ya da nonsendromik olabilir. Charcot-Marie-Tooth hastalığı ve Friedreich Ataksisi sendromik, Otoferlin, Pejvakin, DIAPH3 ve GJB2 ise nonsendromik İNSB’ye yol açabilir. Bu genlerden otoferlin kalsiyum sesnsitivitesine bağlı olarak hücre dışına nörotransmitter salınımını düzenler.
__________________________________
130-Brodmann alanlarıyla ilgili olarak hangileri yanlıştır?
1- Wernicke – 22. Alan 2- Broca – 33. Alan 3- Primer İşitsel Korteks – 41. Alan 4- Primer Motor Korteks – 14. Alan
D- Alman anatomist Korbinian Brodmann 1909 yılında insanlar ve maymunlar üzerinde yaptığı çalışmalarla beyin korteksini hücre yapısı ve fonksiyonlarına göre 52 alana ayırmıştır. Frontal lobun arka kısmında, santral sulkusun önünde bulunan Primer Motor Korteks istemli kas hareketlerimizin kontrol edildiği alandır ve Brodmann’ın 4.alanına tekabül eder. Temporal lobdaki Heschl girusunda bulunan Primer İşitsel Korteks ise Brodmann’ın 41. alanındadır.
Konuşma fonksiyonuyla ilgili en önemli iki merkezden Wernicke Alanı konuşmanın anlamlandırılmasında, konuşulacak cümlelerin belirlenip kodlanmasında rol oynar ve temporal lobda Brodmann’ın 22. alanında bulunur. Konuşma için gerekli motor işlemlerin motor korteks aracılığıyla ilgili kaslara iletilmesini sağlayan Broca Alanı ise frontal lobdadır ve Brodmann’ın 44. alanındadır.
__________________________________
129-Elektrofizyolojik testlerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi uyarandan ziyade, alınan cevapla ilgili bir parametredir?
C- Elektrofizyolojik testlerde hem uyaranla ilgili hem de alınan cevapla ilgili olarak ayarlanan bazı parametreler vardır. Sweep sayısı; bir ölçüm sırasında toplam kaç uyaran verildiğini ifade eden bir terimdir. Rate ise saniyede kaç uyaran verildiğini belirler. Polarite; transdüserin diyaframının hareket yönüyle ilgili olan ve negatif, pozitif, alterne olmak üzere 3 seçeneğimizin olduğu bir parametredir.
Filtreleme ise alınan cevapların frekans aralığını belirleyen bir parametredir. Her elektrofizyolojik testte aldığımız cevapların belli bir frekans aralığı vardır ve bunun altındaki ve üstündeki frekansları filtreleyerek sinyal-gürültü oranını arttırırız. ABR cevapları, orta ve geç latanslara göre daha yüksek frekanslı cevaplar olduğu için filtre ayarlarında bu dikkate alınmalıdır.
__________________________________
128-Aşağıdaki testlerden hangilerinde kazanç (gain) parametresi göz önüne alınır?
1- vHIT 2- VEMP 3- Kalorik Test 4- Oküler Pursuit Test
A-Kazanç (gain) vestibüler testlerde kullanılan ve göz hızının baş hızına (ya da hedefin hızına) oranını belirten bir terimdir. Eğer bir testte başın hareketi sırasında göz hızını değerlendiriyorsak kazanç hesaplanması gerekir. vHIT testinde baş semisirküler kanalların ekseninde ani olarak savrulur ve bu sıradaki göz hareketine bakılır dolayısıyla kazanç hesaplanır.
Oküler pursuit testinde her iki yana doğru hareket eden hedefi hastanın takip etmesi istenir. Bu sırada göz hızının hedef hızına oranı yani kazanç hesaplanır. VEMP testinde sesli uyaran, kalorik testte ise ısı uyaranına karşı ortaya çıkan cevaplar değerlendirilir. Dolayısıyla kazanç hesaplanmaz.
__________________________________
127- Sağlıklı bir kişide kalorik test sırasında, sağ kulağa sıcak su verildiğinde sola vuran nistagmus görülmüştür. Buna göre hasta hangi pozisyondayken test yapılmıştır?
A- Sırtüstü, baş fleksiyonda B- Yüzüstü, baş fleksiyonda C- Oturarak, baş fleksiyonda D- Ayakta, baş fleksiyonda
B- Standart kalorik testte hasta sırtüstü yatırılır ve baş 30 derece fleksiyona getirilir. Bu pozisyondayken lateral kanal yere dik konumdadır ve ampulla yukarıdadır. Dış Kulak Yoluna sıcak su verildiğinde endolenfin özgül ağırlığı azalır ve yukarı doğru hareket eder. Dolayısıyla ampullopedal bir hareket olur ve lateral kanalda eksitasyon olur. Bu durumda ipsilateral kulağa vuran nistagmus görülür.
Hasta yüzüstü yatırılıp baş fleksiyondayken sıcak su verildiğinde ise lateral kanal yine yere dik konumdadır ancak ampulla aşağıdadır (yere yakındır). Bu durumda sıcak su endolenfin özgül ağırlığını azaltır ve yukarı doğru hareket ettirir. Yani ampullofugal bir akım oluşarak lateral kanalda inhibisyon gerçekleşir. Böylece karşı kulağa vuran nistagmus görülür.
C- Aquaductus cochlea, scala timpani ile subaraknoid boşluk arasında bulunan bir kanaldır. Perilenfin beyinomurilik sıvısıyla (BOS) bağlantısını sağlar. Bu bağlantı sayesinde iç kulağın basınç ve iyon dengesinin oluşturulmasında rol oynar. BOS ile iç kulak arasında bağlantı sağladığı için bakteriyel menenjite bağlı labirentit oluşmasında da geçiş yoludur.
__________________________________
125-Efferent işitsel yollarla ilgili olarak hangileri doğrudur?
1-Beyin sapından kokleaya doğru koklear sinir içinde ilerler 2-Daha çok Dış Tüylü Hücrelerde sonlanırlar 3-Kokleadaki sinapslarında nörotransmitter olarak asetilkolin daha çok rol oynar 4-Beyin sapında özellikle SOC ile bağlantılıdır
A- 1, 2 ve 4 B- 2, 3 ve 4 C- 1, 2 ve 3 D- 1, 3 ve 4
B- Efferent işitsel yollar korteksten başlar beyin sapından geçerek kokleada sonlanır. Beyin sapında özellikle SOC efferent yollar için önemli bir merkezdir. Korteks ile SOC arasındaki yollar yeterince aydınlatılamamıştır. Lateral SOC’dan iç tüylü hücrelere giden lifler olsa da daha çok medial SOC’dan dış tüylü hücrelere giden lifler baskındır.
Medial SOC’da başlayan lifler inferior vestibüler sinir içinde iç kulağa doğru ilerler ve kokleaya çok yakın olarak Oort Anostomozunu yaparak işitsel yollara geçiş yapar. Efferent işitme yollarının dış tüylü hücrelerle yaptığı sinapslarda asetilkolin baskın olan nörotransmitterdir.
__________________________________
124-Postauricular Kas Refleksinin (PAM Refleksi) afferent ve efferent sinirleri hangi şıkta doğru olarak verilmiştir?
A- Auriculanın ekstrensek kasları Superior, Anterior ve Posterior Auricular kaslardır. Hepsi fasial sinir tarafından inerve edilir. Bu kasların etkileri insanlarda genellikle gözle görülür kasılmaya neden olmaz. Bunlardan Posterior Auricular Kas (PAM) sesli uyarana karşı motor cevap oluşturur ve elektrofizyolojik olarak tespit edilebilir.
Bu refleks sesli uyaranla ortaya çıktığı için afferent yollarını koklear sinir oluşturur. Merkezi beyin sapında olup, efferent yolları ise fasial sinir tarafından oluşturulur. PAM refleksi özellikle elektrod mastoid bölgeye yerleştirildiyse işitsel potansiyelleri etkiler.
__________________________________
123-Aşağıdaki testlerden hangisi Rotasyon Sandalyesi’nin alt testlerinden değildir?
1-Sinüsoidal Harmonik Akselerasyon 2-Velocity Step Testi 3-Motor Kontrol Testi 4-Stabilite Sınırları Testi
D- Rotasyon Sandalyesi vestibüler sistem değerlendirmesinde önemli bir testtir ve bilateral vestibülopatilerde altın standart olarak kabul edilir. Sinüzoidal Harmonik Akselerasyon, VOR Supresyon ve Velocity Step olmak üzere 3 alt testten oluşur. Motor Kontrol Test ve Stabilite Sınırları Testi ise Posturografinin alt testlerindendir.
B-HINTS; periferik ve santral vestibüler hastalıkları ayırdetmede kullanılan önemli bir test grubunun kısaltmasıdır. HI: Head Impulse, N: Nistagmus, TS: Test of Skew anlamına gelir. Özellikle serebellar hastalıklar periferik vestibüler hastalıkları taklit eder ve bu iki durumun ayırdedilmesi önemlidir.
Head Impulse testinde sakkad görülmesi periferik, normal çıkması santral hastalığı düşündürür. Nistagmusun bakış yönüne göre değişmesi, fiksasyonla baskılanmaması santral hastalık lehinedir. Test of Skew ise gözlerin hizalanmasında problem olmasının değerlendirilmesidir ve eğer aynı hizada değillerse santral hastalık akla gelir. Cover Testi gözlerin hizalanmasındaki problemi ortaya çıkarmak için kullanılır.
__________________________________
121-Cortilenf ile ilgili olarak hangileri yanlıştır?
1-Scala timpanide bulunur 2-Nuel boşlukları Cortilenf içerir 3-Lamina reticularisin altında bulunur 4-Potasyumdan zengindir
C-Scala media genel olarak endolenf içermesine rağmen, lamina reticularisin altında kalan kısmı Cortilenf adı verilen ve sodyumdan zengin bir sıvı içerir. Tüylü hücrelerin gövdeleri lamina reticularisin altında (cortilenf içinde), stereociliaları ise üstünde (endolenf içinde) yerleşmiştir.
İç ve dış pillar hücrelerin arasındaki piramit şeklindeki tünele Corti Tüneli adı verilir. Dış tüylü hücrelerin kendi aralarındaki ve çevresindeki destek hücreleri arasındaki boşluklara ise Nuel Boşlukları adı verilir. Corti Tüneli ve Nuel Boşlukları cortilenf içerirler.
__________________________________
120-Aşağıdaki kasları inerve eden kranyal sinirler hangisinde sırasıyla verilmiştir?
1-İnferior Oblik Kas 2-Sternokleidomastoid Kas 3-Lateral Rectus Kası 4-Stapes Kası 5-Tensor Tympani Kası
A-Inferior Oblik Kas oküler VEMP’de değerlendirilen kastır ve III.Kranyal sinir olan N.Oculomotorius tarafından inerve edilir. Sternokleidomastoid Kas (SKM) servikal VEMP’de değerlendirilir ve XI.Kranyal sinir olan N.Accesorius tarafından inerve olur. Lateral Rectus Kası gözü laterale hareket ettirir ve siniri VI.Kranyal sinir olan N.Abducens’tir
Stapes refleksi odyolojinin önemli reflkekslerinden biridir ve tanıda önemli rol oynar. Stapes Kası VII.Kranyal sinir olan N.Facialis tarafından inerve edilir. Tensor Timpani Kası orta kulağın diğer kasıdır ve timpanik membrana tutunur. Bu kas V.Kranyal sinir olan N.Trigeminus tarafından inerve edilir.
__________________________________
119- Hangisi ‘inferior vestibüler nörinit’ ile uyumlu değildir?
1-cVEMP cevaplarında azalma 2-oVEMP cevaplarında azalma 3-Kalorik test cevaplarında azalma 4-vHIT’de horizontal planda sakkad olması
D-Süperior vestibüler sinir; lateral ve süperior semisirküler kanal ve utrikulustan, inferior vetibüler sinir ise posterior semisirküler kanal ve sakkulustan lif alır. cVEMP’de uyarılan end organ sakkulus olduğu için inferior vestibüler nörinit de cevaplar azalır. oVEMP’de ise utrikulus uyarılır ve süperior vestibüler sinir üzerinden işleyen bir yolak vardır.
Kalorik testte ısı uyaranı lateral kanalı uyarır ve dolayısıyla süperior vestibüler sinir hastalıklarında cevapta azalma vardır. vHIT testinde RALP ve LARP pozisyonunda vertikal kanallar değerlendirilir ancak horizontal planda lateral kanal ve süperior vestibüler sinir hastalıklarında sakkad görülür.
__________________________________
118-Aşağıdaki stimulusları, frekansa en fazla spesifik olandan en az spesifik olana doğru sıralayınız.
1-Klik stimulus 2-Saf ses 3-Beyaz gürültü 4-Tone Burst
B- Odyolojik testlerin çoğunda dışardan verilen bir stimulusa karşı alınan cevaplar değerlendirilir. Saf ses sadece belli bir frekanstaki sestir ve saf ses odyometrinin temelini oluşturur. Tone burst elektrofizyolojik testlerde oldukça sık kullanılır ve saf ses kesinliğinde olmadan belli bir frekans bölgesini uyaran stimulustur.
Klik stimulus yine elektrofizyolojik testlerde, özellikle nörolojik değerlendirmede kullanılır. Kokleanın geniş bir frekans bandını uyarır ancak en fazla 2-4 kHz aralığj hakkında bilgi verir. Beyaz gürültü ise kokleanın algılayabildiği tüm frekansları içeren gürültüdür.
__________________________________
117-Aşağıdakilerden hangileri kemik labirente ait yapılardan değildir?
C- İç kulak dışta Kemik Labirent içte Zar Labirent olmak üzere iki kısımdan oluşur. Her ikisinde de işitme ve denge ile ilgili yapılar mevcuttur. Koklea kemik labirente ait bir yapıdır ve Modiolus adı verilen kemik yapı etrafında 2,5 tur dönen Spiral Kanal (Canalis Spiralis Cochlea) ile Spiral Laminayı (Lamina Spiralis Ossea) içerir.
Vestibulum orta kulağın medialindeki kemik kısımdır ve içerisinde zar labirente ait utrikulus ve sakkulusu içerir. Ductus cochlearis, spiral kanal içerisindeki zar labirent parçasıdır ve içerisinde Corti Organı bulunur. Aquaductus Vestibuli vestibulumdan başlayıp temporal kemiğin arka yüzünde sonlanan kemik kanaldır ve içinde zar labirente ait ductus endolymphaticus bulunur.
__________________________________
116-Aşağıdaki durumlardan hangisinde orta kulak implantı kullanılmaz?
1- Orta derecede SNİK 2- Retrokoklear işitme kaybı 3- Tek taraflı total işitme kaybı 4- Kronik Otitis Media
A-Orta kulak implantları, akustik enerjiyi vibrasyon enerjisine çevirerek bu enerjiyi, orta kulak yapıları vasıtasıyla iç kulağa iletir. Yani, doğal işitme sırasında orta kulakta oluşup, iç kulağa iletilen titreşim enerjisi, orta kulak implantları sayesinde arttırılmış olarak iç kulağa geçer.
Orta kulak implantlarının en sık kullanıldığı durum koklear hastalıklara bağlı olarak gelişen orta ve ileri sensörinöral işitme kaybıdır. Bu durumda implantın titreşim oluşturan kısmı incusa yerleştirilir.
Ancak kemikçiklerin hasar gördüğü ancak aktif enfeksiyonun olmadığı kronik otitis mediadayuvarlak pencere üzerine de yerleştirilebilir. Retrokoklear işitme kayıplarında etkili değildir. Tek taraflı total işitme kaybında ise kemiğe implante cihazlar kullanılır.
__________________________________
115-Kalorik test ile ilgili olarak hangisi doğrudur?
1-Sıcak endolenf yoğunluğunu arttırır 2-Kanal parezisinde o kulakta sıcak ve soğuk uyarana cevap düşüktür 3-Meniere Hastalığında genellikle cevaplar azalmıştır. 4-30 ve 44 derece su kullanılır
B-Kalorik test vestibüler sistem değerlendirmesinde kullanılan en önemli testlerdendir. Lateral kanal uyarılarak VOR değerlendirmesi yapılır. Sıcak uyaran verildiğinde endolenfin özgül ağırlığı azalır ve yukarı doğru çıkar yani lateral kanal ampullasına doğru hareket eder. Dolayısıyla uyarılan kulağa vuran nistagmus görülür. Soğuk uyaranla ise tersi olur.
Kanal parezisinde uyarılan kulakta hem sıcak hem de soğuk uyaranlara karşı cevaplar düşüktür. Yön üstünlüğünde ise belli bir yöne olan nistagmusların hızı diğer yöne göre yüksektir. Meniere Hastalığında genellikle uyarılan kulakta kanal parezisi görülür. Uyaran olarak su kullanılırsa 30 ve 44 derece, hava kullanılırsa 24 ve 50 derece seçilir.
__________________________________
114-ASSR’ de Modülasyon Frekansı için seçilen hangi değer daha çok beyin sapı bölgesinin cevaplarını oluşturur?
D- ASSR stimulusun frekans ya da amplitüd bakımından değiştirildiği (modüle edildiği) elektrofizyolojik bir testtir. Bu modülasyonun saniyede kaç kez yapıldığına Modülasyon Frekansı denir. ASSR cevapları beyin sapından kortekse kadar olan işitme yollarından kaynaklanabilir.
Modülasyon frekansı 20 Hz’in altındaysa cevapların geç latanslarda olduğu gibi korteks ve asosiyasyon alanlarından, 20-60 Hz arasında ise orta latanslarda olduğu gibi talamus civarından, 60 Hz’in üstünde ise beyin sapı bölgesinden kaynaklandığı kabul edilir.
__________________________________
113-Hangileri cVEMP yolağına ait bir yapı değildir?
1-N.Accesorius 2-İnferior Vestibüler Sinir 3-Medial Longitudinal Fasciculus 4-Vestibülospinal Tractus
B- VEMP sesli uyarana karşı otolitik organlar aracılığıyla baş ve boyun kaslarında oluşan cevabın değerlendirildiği bir testir. Servikal (cVEMP) ve Oküler (oVEMP) olmak üzere iki şekilde yapılır. cVEMP’de sakkulus, inferior vestibüler sinir, vestibüler nükleuslar, vestibülospinal traktus ve n.accesorius aracılığı ile aynı taraftaki SKM kasında gevşeme ortaya çıkar.
oVEMP’de ise uyarılan otolitik organ utrikulustur. Bu uyarı süperior vestibüler sinir ve vestibüler nükleuslara ulaştıktan sonra Medial Longitudinal Fasciculus (MLF) aracılığıyla karşı tarafın Oculomotor sinirine ulaşır ve karşı gözde inferior oblik kasta kasılmaya neden olur.
__________________________________
112-Ductus Reuniens ile ilgili olarak hangisi doğrudur?
1-İçinde endolenf bulunur 2-Baziler membranın üstünde kalan boşluktur 3-Sakkulus ile ductus cochlearis arasındadır
C-Ductus reuniens zar labirente ait bir yapıdır ve dolayısıyla içerisinde endolenf bulunur. Sacculus ile ductıs cochlearis (scala media) arasında bulunur ve iç kulakta işitme ile ilgili kısımla denge ile ilgili kısım arasındaki bağlantıyı sağlar. Sakkulus ve ductus cochlearis embriyolojik olarak da ortak gelişim gösterirler.
__________________________________
111-VNG ile ilgili olarak hangisi doğrudur?
1-Sağa doğru göz hareketi yukarı çizgi ile gösterilir. 2-Sarkaç nistagmus periferik hastalıkları düşündürmez 3-Gaze evoked nistagmus periferik hastalık göstergesidir
A- VNG’de nistagmusun değerlendirilmesi video kayıtları üzerinden yapılsa da ekranda grafik olarak da çizilir ve horizontal plandaki sağa doğru göz hareketi yukarı, sola doğru göz hareketi ise aşağıya çizilerek gösterilir. Sarkaç nistagmus her iki yönde eşit hızda olan nistagmusa verilen isimdir. Periferik vestibüler sistem hastalıklarında bir tarafa doğru daha hızlı, diğer tarafa doğru daha yavaş olan sıçrayıcı nistagmus görülür.
VNG’de okülomotor testler sırasında gözler 30 dereceden daha az olacak şekilde eksentrik poziyonlarda iken ve bakış yönüne göre değişen nistagmusa gaze evoked nistagmus denir. Bu nistagmus santral hastalıklarda görülen bir nistagmustur.
__________________________________
110-Aşağıdaki hastalıklardan hangisinde Weber sağa lateralize, Rinne ise solda negatif sağda pozitiftir.
1- Sol total işitme kaybı 2- Sağ kronik otitis media 3- Sol Otoskleroz 4- Sol Meniere Hastalığı
A- Weber testi diyapozon orta hatta konarak yapılan bir testtir. Tek taraflı iletim ve mikst tip işitme kayıplarında ses hasta kulakta, sensörinöral işitme kayıplarında ise ses sağlam kulakta duyulur. Soruda verilen hastalıklardan otoskleroz ve KOM’da hasta tarafta, total işitme kaybı ve meniere hastalığında ise ses sağlam kulakta duyulur.
Rinne testinde ise ses mastoid bölgede bittikten sonra aurikula önünde duyuluyorsa pozitif, duyulmuyorsa negatif denir. İletim ve mikst tip işitme kayıplarında negatif, normal kişiler ve SNİK’de ise pozitiftir. Ancak eğer total işitme kaybı varsa mastoid bölgeye konan diyapozonun sesi karşı kulakta duyulur, ancak aurikula önüne getirildiğinde ise duyulmaz. Buna ‘Yalancı Rinne Negatif’ denir.
__________________________________
109-Vestibüler end organlarla ilgili olarak hangileri doğrudur?
C- Semisirküler kanallarda (SSK) kinociliumun tarafına doğru olan akım eksitasyon (uyarılma) yapar. Lateral SSK’da kinocilium ampulla tarafındadır, anterior ve posterior SSK’da ise kinocilium ampulladan uzak taraftadır. Bu nedenle lateral kanalda ampullaya doğru (ampullopedal) akım diğer kanallarda ise ampulladan uzaklaşan akım (ampullofugal) eksitasyona neden olur.
Utrikulus ve sakkulusda makulaları eşit olmayan iki bölüme ayıran ve striola adı verilen bir hat bulunur. Bu hattın iki tarafındaki tüylü hücrelerin kinociliumları birbirlerine zıt yönde yerleşmişlerdir. Utrikulusta kinociliumlar striolaya doğru, sakkulusta ise kinociliumlar striolanın uzak yönünde yerleşmişlerdir.
__________________________________
108-Hangisi kokleardan ziyade retrokoklear hastalığı akla getirir?
1- Konuşma testlerinin oldukça kötü olması 2- OAE cevaplarının alınması 3- I-V dalgalararası latansın uzaması 4- SISI testinde %80 sonuç bulunması
A- Sensörinöral işitme kayıplarında bu kaybın koklear ya da retrokoklear hastalıklara bağlı olduğunu ayırdedebilmek için bazı testler yol göstericidir. Retrokoklear hastalıklarda konuşma testleri, aynı şiddette kayıp yapan koklear hastalıklara göre daha kötüdür. OAE cevapları koklear hastalıklarda bozulur ancak retrokoklear hastalıklarda normaldir. Ancak karşı taraftan gürültü verilerek yapılan supresyon OAE testinde normalde beklenen amplitüd düşmesi retrokoklear hastalıklarda görülmez.
ABR’de dalgalararası latans koklear hastalıklarda bozulmaz anca retrokoklear hastalıklarda I-III ve I-V dalgalararası latans uzar. SISI testi ses şiddetindeki küçük artışları farkedebilme yüzdesini değerlendirir. Koklear hastalıklarda bu artışları farkedebilme oranı yüksektir. Genel olarak %70 ve üstündeki SISI sonuçları koklear hastalığı düşündürür.
107-Aşağıdaki dalga isimlerinden hangisi sırasıyla ‘ABR/Orta Latans/Geç Latans’ ile ilgilidir?
A- P300 / MMN / P0 B- V / P1 / Na C- II / N0 / Nb D- III / Pa / P2
D- İşitsel potansiyeller yakın saha ve uzak saha potansiyelleri olmak üzere ikiye ayrılır. Yakın saha potansiyellerini ECochG temsil ederken, Uzak saha potansiyelleri ABR, Orta Latanslar ve Geç Latanslar olmak üzere sınıflandırılır. ABR ilk 10 msn’de, Orta Latanslar 10-50 msn arasında ortaya çıkarken Geç Latanslar 50 msn’den sonra oluşurlar.ABR dalgaları roma rakamıyla I’den V’e kadar numaralandırılan dalgalardır. Orta latanslar Na, Pa, Nb ve Pb olmak üzere isimlendirilirler ve genel olarak talamokortikal bölgenin cevaplarıdır. Geç Latanslar ise işitsel korteks ve bağlantılarının cevapları olup P1, N1, P2 ve N2 dalgalarını içerir. P300 ve MMN gibi potansiyeller olaya bağlı cevaplar sınıfına girmekte olup geç latanslıdırlar.
__________________________________
106-Hangisi stapesin fikse olduğu otosklerozla ilgili odyolojik bulgu değildir?
1.OAE cevaplarının normal olması 2.VEMP cevaplarının normal olması 3.On-Off etkisi 4.Rinne testinin negatif olması
A-Otoskleroz; stapes tabanında hareket bozukluğuna neden olan sklerozla karakterize bir hastalıktır. Saf ses odyometride Carhart Çentiği, Timpanogramda da TipAs görülmesi otosklerozu akla getirecek bulgulardandır. OAE testinde koklea sağlam olsa dahi emisyonların DKY’ye ulaşması engelleneceği için emisyon cevapları alınmaz. VEMP testinde de utrikulus ve sakkulus normal olsa dahi stimulusun bu organlara ulaşması engelleneceği için cevaplar alınmaz. Otosklerozun erken evresinde stapes refleksi bakılırken stimulusun başlangıcında ve bitişindeki komplians değişikliği on-off effect adı verilen bifazik cevaba neden olur ancak stapes fikse olunca bu cevap kaybolur. Diyapozon testlerinden Weber testihasta tarafa lateralize olur, Rinne testi ise hasta tarafta negatif olur..
__________________________________
105-Vasküler anatomiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangileri yanlıştır?
1.İç kulağı besleyen labirentin arter PICA’nın dalıdır 2.Baziler arterler birleşerek vertebral arteri oluştururlar 3.Beyin sapı ve serebellumu besleyen damarlar carotis sisteminin dallarıdır
D-Beynin beslenmesi yaklaşık %80 carotis sisteminden (ön sistem) %20 ise vertebrobaziler sistemden (arka sistem) olur. Beyin sapı, serebellum, vestibulokoklear sinir ve iç kulağı besleyen damarlarda ağırlıklı olarak vertebrobaziler sistemden gelir. Kalpten çıkan ana damarımız aorttur. Ön ve arka sistem aorttan çıkan dallarla oluşur. İç kulağı da besleyen vertebrobaziler sistem şu şekildedir. Aorttan çıkan subclavian arterler her iki tarafta vertebral arter dallarını verir. Vertebral arterler orta hatta birleşerek baziler arteri oluşturur. Beyin sapı ve serebellum, vertebral arterden çıkan PICA (posteroinferior cerebellar arter), baziler arterden çıkan AICA (anteroinferior cerebellar arter) ve yine baziler arterden çıkan SCA (superior cerebellar arter) tarafından beslenir. İç kulağı besleyen labirentin arterAICA’nın dalıdır..
__________________________________
104-Head Impulse testiyle ilgili olarak hangisi doğrudur?
1.Serebellar infarktlarda daha fazla sakkad görülür 2.Kalorik test cevapları azalmasına rağmen vHIT normal olabilir 3.SHIMP varyantında başın çevrilme yönünde sakkad görülür
B-Video Head Impulse Testi (vHIT) semisirküler kanal düzleminde yapılan çok hızlı baş hareketlerine karşı VOR’u değerlendiren bir testtir. Başın çevrilmesi sırasında hastanın gözlerini hedefe sabitlemesi istenir. Başın pozisyonu ve çevrilme yönüne göre her iki taraftaki 6 semisirküler kanal ayrı ayrı değerlendirilir. Değerlendirme yapılırken sakkad varlığı, kazanç ve simetri göz önüne alınır. Periferik vestibüler hastalıklarda hasta gözlerini hedefe sabitleyemez ve sakkad yapar ancak serebellar infarktlarda patolojik sakkad görülmez. Meniere hastalığında endolenfatik basınç artışı düşük frekanslı kalorik cevapları etkiler ancak yüksek frekanslı head impulse cevapları genellikle normal çıkar. Eğer hedef hastanın başı ile birlikte hareket ediyorsa buna SHIMP (supression head impulse) denir ve hastanın başın çevrilme yönünde sakkad yapması normaldir..
__________________________________
103-Genetik işitme kayıplarıyla ilgili olarak aşağıdaki eşleşmelerden hangileri doğrudur?
C-Genetik nedenler işitme kaybı ile beraber başka anomalilerle beraber olur. Tanımlanmış çok sayıda genetik işitme kaybı vardır. Pendred sendromuSLC26A4 adı verilen ve anyon transportunda rol oynayan bir genle ilgilidir. Bu sendromda işitme kaybıyla beraber guatr bulunur. Usher sendromu 3 alt tipi olan ve işitme kaybı ile birlikte retinitis pigmentosa adı verilen bir göz problemi içerir. Waardenburg SendromuPAX3 geninin rol oynadığı, 4 alt tipi olan bir sendromdur. İşitme kaybıyla birlikte beyaz perçem, iriste pigment bozukluğu, distopia canthorum mevcuttur. İşitme kaybıyla beraber böbrek yetmezliğinin olduğu sendrom Alport Sendromudur..
__________________________________
102-ABR ile Geç Potansiyeller karşılaştırıldığında aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
1.ABR’de sweep sayısı daha yüksek tutulmalıdır 2.Geç potansiyellerde amplitüd daha yüksektir 3.Geç potansiyellerde high-pass filtre daha düşük tutulmalıdır
D-ABR; ilk 10 ms’de oluşan erken cevaplardır, geç potansiyeller ise 50 ms’den sonra oluşurlar. ABR cevaplarıdüşük amplitüdlüdür (0,5 mikrovolttan düşük) bu nedenle daha fazla sayıda uyaran verilmesi gerekir (1500-2000). ABR cevapları yüksek frekanslıdır bu nedenle high-pass filtre yüksek tutulabilir (30-100). Hızlı cevaplar olduğu için de rate yüksek tutulabilir (13-40). Geç potansiyeller ise yüksek amplitüdlüdür (5-10 mikrovolt) bu nedenle daha az uyaran sayısıyla elde edilebilirler (200’den az). Bu potansiyeller düşük frekanslı oldukları için high-pass filtre düşük tutulmalıdır (0,1). Yavaş cevaplar olduğu için de rate düşük tutulmalıdır (1,1’den az)..
__________________________________
101-Aşağıdakilerden hangisi ABR’de latansın uzamasına neden olur?
B-ABR; sesli (bazen elektriksel) uyarana karşı işitsel yollardan alınan cevapların değerlendirildiği bir testtir. Genel olarak cevabın amplitüdü ve latansı değerlendirilir. Latans (mutlak latans) stimulusun verilmesi ile cevabın maksimum olduğu noktaya kadar geçen süreye verilen isimdir. Uyaran olarak klik, tone burst ve chirp uyaran kullanılabilir. Tone burst uyaran frekansa spesifiktir ve düşük frekanslı tone burst uyaranda latans daha uzundur. Eğer stimulusun şiddeti artarsa latans kısalır. Saniyede verilen stimulus sayısının (rate) arttırılması latansların uzamasına neden olur. Latans kadınlarda erkeklere göre daha kısadır. Vücut ısısının düşmesi latasın uzamasına neden olur. .
__________________________________
100-AOM ve OME ile ilgili olarak hangileri yanlıştır?
1.OME’de primer şikayet ağrıdır 2.AOM’de işitme kaybı yoktur 3.AOM, Eustachii tüpünün tıkanması sonucu oluşur 4.OME’de ventilasyon tüpü AOM’ye göre daha sık uygulanır
Not: AOM: Akut Otitis Media, OME: Efüzyonlu Otitis Media
B-AOM ve OME çocukluk çağının en sık görülen hastalıklarındandır. AOM; bakterilerin nasofarinksten orta kulak boşluğuna geçip iltihaba yol açması sonucu gelişir. Ön planda ağrı yapan AOM, ateş, kusma ve işitme kaybı da yapar. Orta kulakta pürülan sıvı birikir ve zarda perforasyon oluşabilir. Tedavisi genellikle antibiyotikler ile yapılır. Çok sık tekrar ettiği durumlarda ventilasyon tüpü takılabilir. OME;Eustachii borusunun tıkanması sonucu orta kulakta negatif basınç ve saydam sıvı birikmesiyle karakterizedir. Ön plandaki şikayet işitme kaybıdır ve ağrı yapmaz. Nasofarinkste geniz eti büyümesi ve alerji bu tıkanıklığa sık sebep olur. İşitme kaybının derecesine göre başlangıçta ilaçlar verilse de genellikle ventilasyon tüpü takılarak tedavi edilir.
__________________________________
99-BPPV’de tutulan kanal ve tanı manevrası eşleştirmesinde hangileri doğrudur.
1.Supine Roll-Anterior Kanal 2.Side Lying – Posterior Kanal 3.Supine Baş Sarkıtma- Lateral Kanal 4.Seated Supine Positioning- Lateral Kanal
B-Benign Paroksismal Poziyonel Vertigo (BPPV) periferik vestibüler hastalıkların en sık görülenidir ve başın belli pozisyonuyla tetiklenen kısa süreli baş dönmesi şeklinde ortaya çıkar. Bu baş dönmelerine Otolitik organlardaki kalsiyum karbonat kristallerinin semisirküler kanalların içerisine doğru yer değiştirmesi neden olur. BPPV tanısı için yapılan manevralar hangi kanal içerisine kaçtığı konusunda fikir verir, BPPV tedavisi de yine bazı manevralarla yapılır. Posterior kanal BPPV’sinde en sık yapılan manevra Dix-Hallpike manevrasıdır. Bunun dışında Side-Lying manevrası da uygulanır. Her iki manevra da posterior kanal BPPV’si hakkında bilgi verdiği gibi anterior kanal BPPV’lerinde de patolojik bulgu verir. Anterior kanal için ayrıca Supine Baş Sarkıtma manevrası da uygulanır. Lateral kanal için Supine Roll ve Seated Supine Positioning Test’de uygulanır. Bu manevralarla ilgili olarak online olarak anlatılacak olan BPPV dersimizde ayrıntılı bilgi verilecektir.
__________________________________
98-Probun sağ kulakta olduğu refleksler alınmıyor, sol kulakta olduğu refleksler alınıyor ise bu hastada aşağıdaki durumlardan hangileri olabilir.?
1.Sol fasial paralizi 2.Sağ zar perforasyonu 3.Sol akustik nörinom 4.Sağ akustik nörinom
B-Soruda verilen durumda sağ ipsilateral ve sol kontralateral refleksler alınmıyor, sol ipsilateral ve sağ kontralateral refleksler alınıyor demektir. Böyle bir tablo sağ kulakta refleks arkının efferent yolunun çalışmadığını gösterir. Fasial sinir stapes refleks arkının efferent yoludur ancak sağ taraffasial paralizisi böyle bir sonuca yol açar. Akustik nörinom afferent yolu oluşturduğu için verilen refleks tablosunu ortaya çıkarmaz. Sağ kulaktaki dış ve orta kulak hastalıkları probun sağda olduğu durumlarda refleksin alınmamasına neden olurlar. Eğer sağ kulaktaki bu hastalık çok hafif bir işitme kaybı yapmışsa sağ kontralateral refleks yüksek eşiklerde olmak üzere alınabilir. Sağ timpanik membran perforasyonundaorta kulak yapıları normal ve işitme kaybı çok hafifse sağ kontralateral refleks yüksek şiddette alınabilir.
__________________________________
97-Aşağıdaki cümlelerden hangileri doğrudur?
1.cVEMP’de XI. KS rol oynar 2.Horizontal vHIT testinde III. KS etkindir. 3.oVEMP’de VI. KS cevabı değerlendirilir 4.Kalorik test cevaplarını IV. KS oluşturur
C-VEMP cevapları yüksek şiddetteki sesli uyaranla baş ve boyun kaslarından alınan cevaplardır. cVEMP’de SKM kası, oVEMP’de ise inferior oblik kas değerlendirilir. SKM kası XI. KS tarafından, inferior oblik kas ise III. KS tarafından inerve edilir. vHIT testi başın 6 yöne doğru ani hareketleri sırasında karşıdaki hedefe gözlerin sabitlenebilmesinin değerlendirildiği bir testtir. Horizontal vHIT sırasında gözlerin abduction ve adduction hareketlerini yaptıran III. ve VI. kranyal sinirler etkindir. Kalorik test sırasında lateral semisirküler kanal uyarılır ya da inhibe edilir. Dolayısıyla III. ve VI. KS cevapların oluşmasında rol oynar. IV. KS olan trochlear sinir süperior oblik kası inerve eder.
__________________________________
96-Corti organı ile ilgili olarak hangisi yanlıştır?
1.İç ve dış pillar hücreler arasında Corti Tüneli bulunur 2.Baziler membranla Reissner membranı arasını endolenf doldurur 3.Glutamatın salınımında kalsiyum iyonu rol oynar 4.Dış tüylü hücreler spiral ganglionla daha çok bağlantı kurar
D-Baziler membranın üzerinde destek hücreleri ve tüylü hücreler bulunur. Tüylü hücreler dış ve iç olmak üzere iki çeşittir. Dış tüylü hücreler sayıca fazla olmasına rağmen spiral ganglion nöronlarıyla iç tüylü hücreler daha çok bağlantı kurarlar. Destek ve tüylü hücre gövdelerinin üst yüzeyi hizasında bulunan lamina reticularis, scala mediayı iki kısma ayırır. Lamina reticularisin üstündeki alanda endolenf, altındaki alanda ise Cortilenf bulunur. Destek hücrelerinden iç ve dış pillar hücreler bir piramit gibi birleşir ve aralarındaki tünele Corti Tüneli adı verilir. Depolarizasyon sırasında hücre içine giren kalsiyum sinaptik veziküllerden glutamat salınımını kolaylaştırır ve hücre içindeki elektriksel aktivitenin spiral ganglion nöronlarına aktarılmasını sağlar.
__________________________________
95-Bir timpanogramda aşağıdakilerden hangisi hakkında bilgi edinilmez?
1.Dış kulak yolu hacmi 2.Gradyan 3.Östaki borusunun genişliği 4.Tepe basıncı
C-Timpanometri farklı basınçlarda orta kulak sisteminin sese karşı direnç ve geçirgenliğinin değerlendirildiği bir testtir. Bu test sonucunda çizilen grafiğe ‘timpanogram’ adı verilir. Bir timpanogramda maksimum geçirgenliğin olduğu basınç değeri (tepe basıncı) ve orta kulak sisteminin esnekliği (komplians) değerlendirilir. Ayrıca dış kulak yolu hacmi ve grafiğin tepe noktasının sivri-yayvan oluşu (gradyan) da sayısal olarak belirlenir. Grafiğin tepe noktası sivrilikten uzaklaşıp yayvan olmaya başlaması orta kulakta basınç düşüklüğü olması ve sıvı birikmeye başlaması anlamına gelebilir. Timpanometri Östaki borusunun genişliğini ölçmez. Tepe basıncı ve komplians değerleri normal sınırlarda olan timpanogram Tip A olarak isimlendirilir.
__________________________________
94-Aşağıdaki kranyal sinirlerden hangisi dış kulağın sensöryel inervasyonunda rol oynar?
A- Aurikula ve dış kulağın sensöryel inervasyonu birden fazla kranyal sinir tarafından sağlanır. Trigeminal sinirin dalı olan n.auriculotemporalis tragus cildi, DKY’nin ön kısmı ve timpanik membranın ön kısmını inerve eder. Fasial sinirinauricular dalı DKY’nin arka bölümünü ve zarın arka kısmını inerve eder.N.Vagusunauriküler dalı (Arnold Siniri) DKY’nin arka alt kısmı ve zarın arka alt kısmını inerve eder, DKY’nin temizlenmesi sırasında öksürük oluşmasının nedeni Arnold siniridir. Glossopharyngeal sinirintimpanik dalı (Jacobson siniri) ise orta kulak mukozası, Eustachii tüpü ve zarın medial yüzünü inerve eder.
__________________________________
93-‘Profundus – Eksplorasyon – İnvaziv‘
Yukarıdaki tıbbi terimlerinin karşılıkları hangi şıkta sırasıyla verilmiştir?
A- Yakın – Patlama – Merkezi B- Koruyucu – Ölüme Götüren – İçinde C- Derin – İnceleme – Girişim İçeren D- Önlem – Dışında – Yayılım Gösteren
C- Her sağlık personeli tıbbi terimleri oldukça iyi bilmelidir. Bu hem akademik yazıları takip edebilmek için hem de meslektaşlarımızla doğru iletişim kurmak açısından önemlidir. Lütfen bu soru dışındaki tıbbi terimleri de öğrenmeye çalışınız. Profundus: Derin demektir. Yüzeye uzak olan bölgedir ve zıt anlamlısı ‘superficial’dir.Eksplorasyon: Herhangi bir bölgenin açılarak incelenmesi demektir. Orta kulağın tanı amacıyla açılıp incelenmesine ‘eksploratif timpanotomi’ adı verilir. İnvaziv: Yapılan herhangi bir test ya da işlemin vücudun bütünlüğünü bozarak yani bir girişim ile yapılması anlamına gelir. Zıt anlamlısı ‘Non-invaziv’dir. ECochG’de elektrotu promontoriuma yerleştirirsek bu invaziv bir yöntemdir.
B-Sesli uyaranlara karşı baş ve boyunda oluşan refleksif kas hareketlerine ‘sonomotor cevap’ denir. En sık kullanılan testlerden biri olan stapes refleksi ve postauriküler kas cevabı 8.sinirin koklear dalı ile beyin sapına gidip, fasial sinir ile stapes kası ve postauriküler kasa ulaşan bir refleks arkına sahiptirler. Fasial sinirin stapedius dalı ve postauriküler dalı cevabın oluştuğu kaslara gider.VEMP testinde de yine sesli uyarana karşı 8.sinirin vestibüler dalı aracılığı ile beyin sapına ulaşıp, n.oculomotorius ve n.accesorius aracılığı ile de inferior oblik ve SKM kasında cevapların ortaya çıktığı bir refleks arkı mevcuttur. ECochG’de de sesli uyaran verilir ancak değerlendirilen cevaplar koklea ve 8.sinirin distal kısmındaki elektrofizyolojik potansiyellerdir.
__________________________________
91-İnferior vestibüler siniri tutan vestibüler nörinit hastalığı için hangisi yanlıştır?
A. vHIT testinde posterior kanal kazançları düşmüştür B. cVEMP testinde cevaplar bozulmuştur C. oVEMP testi normaldir D. Kalorik testte kanal parezisi görülür
D– İnferior vestibüler sinir; posterior semisirküler kanal ile sakkulustan lifler alırken, süperior vestibüler sinir anteriör ve lateral semisirküler kanallar ile utrikulustan lifler alır. cVEMP testinde sakkulus uyarıldığı için inferior vestibüler sinir, oVEMP’de ise utrikulus uyarıldığı için süperior vestibüler sinir refleks arkını oluşturur. Bu nedenle inferior vestibüler nörinitte cVEMP cevapları bozulur, oVEMP ise normal çıkar.vHIT tüm semisirküler kanalların fonksiyonunu ayrı ayrı değerlendirir ve inferiör vestibüler nörinitte posterior kanal kazançları düşer. Kalorik testte lateral kanal uyarıldığı için inferior vestibüler nörinitte kanal parezisi görülmez. Hem inferior hem de süperior vestibüler nörinitte işitme eşikleri normal sınırlardadır.
__________________________________
90-Efferent işitsel yollarla ilgili olarak hangileri doğrudur?
1- Sinyal-Gürültü oranının arttırılmasında etkilidirler 2-Daha çok DTH üzerinde etki gösterirler 3-Beyin sapından vestibüler sinir aracılığı ile kokleaya gelirler 4-Tüylü hücrelerle yaptıkları sinapslarda daha çok glutamat rol oynar
D– Efferent işitsel yolların üzerinde en çok çalışılmış olan kısmı SOC’dan başlayıp tüylü hücrelerde sonlanan kısmıdır. Medial SOC’dan başlayanlar ve daha etkili olanlar DTH ile, lateral SOC’dan başlayan ve daha az etkili olan kısmı ise İTH ile bağlantı kurarlar. Bu lifler beyin sapından kokleaya inferior vestibüler sinir içerisinde gelirler ve kokleaya yakın olarak Oort anostomozu ile koklear sinire geçer.Efferent liflerle DTH arasında birden fazla nörotransmitter rol oynamasına rağmen ana rol asetil kolindedir. Efferent lifler DTH’de hiperpolarizasyona neden olur ve dolayısıyla OAE’nin de supresyonunu ortaya çıkarır. Efferent liflerin sinyal-gürültü oranını arttırıcı, gürültünün zararlarından koruyucu ve frekans selektivitesini arttırıcı etkileri vardır.
__________________________________
89- Aşağıdaki odyolojik bulguların hangi hastalığa bağlı olma ihtimali en düşüktür?
Sağ Kulak SSO: 50 dB SNİK Bilateral Tip A timpanogram Sağ Kontralateral refleks mevcut
A. Meniere hastalığı B. Presbiakuzi C. Akustik Nörinom D. GBİK
C- Sensörinöral işitme kayıpları koklear ya da retrokoklear hastalıklara bağlı olabilir. Her ikisinde de ayrı bir hastalık yoksa tip A timpanogram elde edilir. Koklear hastalıklarda 50 dB’e kadar olan kayıplarda o kulaktan uyarı verildiğinde stapes refleksleri genel olarak alınır. Ancak retrokoklear hastalıklarda işitme kaybı hafif de olsa o kulaktan uyarı verildiğinde stapes refleksi alınmaz.
__________________________________
88- Aşağıdaki cümlede hangi değişiklik yapılırsa cümle doğru olur? ‘Sağ anterior kanalın eksitasyonunda sağ inferior oblik kası kasılır’
A. Eksitasyonunda / İnhibisyonunda B. Sağ anterior / Sol anterior C. Anterior / Posterior D. İnferior / Superior
A-Nistagmusun sebebini araştırırken periferik ya da santral kökenli olduğunu bilmek önemlidir. Santral nistagmuslarda hastanın bakış yönüne göre nistagmus da yön değiştirebilir. Bakışlar bir noktaya sabitlendiğinde (optik fiksasyon) şiddeti azalmayabilir. Hızlı faz yönüne bakıldığında artma, yavaş faz yönüne bakıldığında azalma (Alexander Kanunu) periferik nistagmusların özelliğidir. Santral nistagmuslarda her iki göz birbiriyle aynı yön ve şiddette hareket etmeyebilir (diskonjügasyon), periferik nistagmuslarda ise her iki göz birlikte hareket eder (konjugasyon).
__________________________________
86- Corti organındaki tüylü hücrelerle ilgili olarak hangileri yanlıştır?
1-Stereocilialar birbirine tip-linkler ile bağlıdır 2-Stereociliaların uzun tarafında kinocilium bulunur 3-Endolenfteki potasyum hücre içine MET kanallarından girer 4-Veziküllerden glutamat salınımında kalsiyum önemli rol oynar 5-Stereociliaların sertliğini prestin proteini sağlar
C-Corti organında iç ve dış tüylü hücreler bulunur. Bu hücreler boylarına göre sıralanmış stereocilialar içerir. Vestibüler sistemin tüylü hücrelerinde kinocilium bulunmasına rağmen Corti organındaki tüylü hücrelerde bulunmaz. Stereocilalar uzun olanın tarafına doğru eğildiklerinde açılan MET (mekanotransdüksiyon) kanallarından içeriye K girerek hücrenin depolarizasyonunu sağlar. Depolarizasyonla beraber artan Ca, veziküllerden glutamat salınımını kolaylaştırır. Stereocilialar birbirine tip-linkler ile bağlıdır ve sertlikleri actin filamenti tarafından oluşturulur.
__________________________________
85- Koklear potansiyellerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangileri yanlıştır?
1.Endokoklear potansiyel 80 mV’luk pozitif voltajdır 2.Koklear mikrofonikler stimulusun dalga formunu taklit eder 3.Sumasyon potansiyeli alterne akımlı bir potansiyeldir 4.Koklear mikrofonikler daha çok dış tüylü, sumasyon potansiyeli ise iç tüylü hücrelerin aktivitesini yansıtır
C- Endokoklear potansiyel scala mediadaki yaklaşık +80 mV’luk elektriksel yüktür ve kokleanın istirahat potansiyelidir. Tüylü hücrelerin içindeki -70mV’luk voltaj düşünüldüğünde hücre içi ile, stereociliaların içinde bulunduğu endolenf arasında 150mV’luk bir elektriksel yük farkı vardır. Koklear mikrofonik (CM) ve sumasyon potansiyeli (SP) ise reseptör potansiyelleridir. CM; DTH’den kaynak alır, alterne akımdır ve stimulusun dalga formunu taklit eder. Bu nedenle elektrofizyolojik testlerde alterne polarite kullanıldığında kaybolurlar. SP ise daha çok İTH’den kaynak alır ve doğru akımdır.
84-Aşağıdaki hücre tiplerinden hangisi koklear nükleuslardaki hücrelerden değildir? A. Octopus B. Piramidal C. Spherical D. Trapezoid
D–Koklear nükleuslarda en az 14 çeşit hücre tipi olduğu gösterilmiştir. Ancak bunlardan 5-6’sı ana hücreler olarak kabul edilir. Bunlardan piramidal hücreler dorsal koklear nükleusta, spherical hücreler anteroventral nükleusta, octopus hücreleri ise posteroventral nükleusta daha çok bulunurlar. Bunların dışındaki globuler, multipolar ve granüler hücreler de koklear nükleuslarda bulunurlar.
A- Kemiğe implante işitme cihazları (KİİC), kafatası kemikleri aracılığıyla doğrudan kokleayı uyaran rehabilitasyon araçlarıdır. Özellikle işitme cihazı uygulanamayan dış ve orta kulak hastalıklarında kullanılır. Bu hastalıklar arasında Aural Atrezi, Kronik Otitis Media, Otoskleroz sayılabilir. KİİC ayrıca tek taraflı çok ileri derecedeki SNİK’de sesi sağlam kulağın kokleasına aktarmak için kullanılır. Presbiakuzi gibi bilateral SNİK’lerde kullanılmaz
__________________________________
82-Aşağıdaki test yöntemlerinden hangilerinin intraoperatif olarak kullanım amacı vardır? (Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi 4.sınıf Öğrencisi Ceyda Ceylani tarafından hazırlanmıştır) 1.eABR 2.eSRT 3.ECochG 4.ABLB
C – Koklear implant cerrahisinde intraoperatif eABR testi uygulanabilir. eABR’den yanıt alınmış olması işitme sinirinin bozulmamış olduğunu gösterir ve implantın doğru yerleştiği ile ilgili bilgi verir. eSRT ölçümü intraoperatif ve postoperatif olarak yapılabilir. İntraoperatif ölçümlerde, anestezinin etkisinden dolayı refleks gözlenemeyebilir. Elektrokokleografi SSKD cerrahisinde kullanılabilir. SP/AP oranında meydana gelen değişiklikler genel anestezi altında da tespit edilebilmektedir. ABLB testi kişiden alınan cevaplarla gerçekleştirilen subjektif ileri test yöntemidir ve koklear retrokoklear ayırımında kullanılır
__________________________________ 81-Vestibüler Nükleus ile ilgili aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır ? (İstanbul Medipol Üniversitesi 2.sınıf Öğrencisi Rabia Nur Yüce tarafından hazırlanmıştır) A. Vücut postürünün sağlanması ile ilgili fonksiyonları vardır B. Superior, medial, lateral ve inferior olmak üzere 4 büyük nükleustan oluşurlar C. Semisirküler kanallardan gelen lifler daha çok inferior ve lateral nükleuslarda sonlanır. D. Medial vestibüler nükleus, vestibüler nükleusların en büyüğüdür
C- Vestibüler nükleuslar vücut postürünün sağlanması için gerekli bilgileri düzenlerler. Beyin sapında, bulbus ile pons arasında bulunurlar. Superior, inferior, medial, lateral olmak üzere dört adet vestibüler nükleus bulunur. Medial vestibüler çekirdek, vestibüler nükleusların en büyüğüdür. Semisirküler kanallardan gelen lifler en çok superior ve medial nükleuslarda sonlanırken otolit organlardan gelen lifler ise en çok inferior ve lateral vestibüler nükleuslarda sonlanır.
__________________________________ 80-Bir ses dalgası, kaynağından çıktıktan sonra dalga boyu değiştiğine göre, izlediği yolda hangi değişiklik buna neden olmuş olabilir? A. Frekans değişikliği B. Ortam Değişikliği C. Şiddet Değişikliği D. Periyot Değişikliği
B-Bir ses dalgası kaynağından çıktıktan sonra frekansı ve periyodu değişmez. Şiddeti aldığı yol boyunca azalır ancak bu dalga boyunu değiştirmez. Eğer ses dalgası kaynaklandığı ortamda ilerliyorsa dalga boyu da değişmez. Ancak ortam değiştirirse hem dalga boyu hem de hızı değişir. Sesin hızı havada en az , sıvıda daha yüksek, katı ortamlarda ise daha da yüksektir.
__________________________________
79-Akut Süpüratif Otitis Media (AOM) ile Efüzyonlu Otitis Media (OME) arasındaki farklar düşünüldüğünde hangileri OME’den ziyade AOM lehinedir.
C-AOM ve OME çocukluk çağının en sık görülen hastalıklarındandır. AOM mikroorganizmaların orta kulağa yerleşmesi sonucu oluşan bir enfeksiyon hastalığı iken, OME; Östaki borusunun ventilasyon fonksiyonunun bozulmasına bağlı olarak ortaya çıkan bir patolojidir. OME ön planda işitme kaybı şikayeti yaparken, AOM de işitme kaybıyla beraber, kulak ağrısı, ateş, bulantı kusma gibi belirtiler de görülür. Eğer timpanik membran perfore olursa kulak akıntısı da AOM’nin bulgularındandır. AOM’de tedavininin önemli parçası antibiyotiklerdir, OME’de ise orta kulak ventilasyonunu sağlayacak ilaç tedavileri ya da cerrahi girişimler uygulanır.
__________________________________
78-Aşağıdaki bulgulardan hangisi retrokoklear hastalık lehinedir?
1- ABR’de I-V latansının uzaması 2- OAE cevaplarının kaybolması 3- SDS skorlarının çok düşük olması 4- Tone Decay testinde adaptasyon görülmemesi
B-SNİK koklear ya da retrokoklear hastalıklara bağlı olabilir. Retrokoklear hastalık olarak ilk akla gelen durum Akustik Nörinom’dur. Retrokoklear hastalıklarda ABR’de I-III ve I-V dalgalararası latans uzar, I/V amplitüd oranı yükselir, kulaklararası latans uzar, OAE cevapları korunur. Speech discriminasyon skorları (SDS) koklear işitme kayıplarına göre oldukça düşer. SISI testi düşük skorlar gösterirken, Tone Decay testinde adaptasyon görüldüğü için eşiğin en az 30 dB üstünde 1 dakika boyunca ses duyulabilir. Koklear-retrokoklear ayırımında kullanılan diğer test sonuçları da okunmalıdır.
__________________________________
77- Aşağıdaki hastalıklardan hangisinde işitme kaybının olduğu frekansta SISI testinin %70’den yüksek çıkması olağandır? 1-Presbiakuzi 2-Akustik Nörinom 3-GBİK 4-Sisplatin Kullanımı
C-SISI testi koklear işitme kayıplarında yüksek çıkan ve ses şiddetindeki 1 dB’lik artışları farketme yüzdesini ölçen bir testtir. Presbiakuzide işitme yollarının tümü etkilense de en çok dış tüylü hücreler etkilenir, Gürültünün de yine etkisini en çok gösterdiği yerler arasında dış tüylü hücreler gelir. Sisplatin ototoksik etki gösteren bir kemoterapi ajanıdır ve koklear işitme kaybı ortaya çıkarır. Akustik nörinom ise retrokoklear işitme kayıplarında ilk akla gelen hastalıktır ve SISI testinde düşük skorlar verir.
__________________________________
76- Aşağıdaki refleks sonuçları hangi hastalıklarla uyumludur? Sağ ipsilateral: Alınıyor, Sağ kontralateral: Alınmıyor Sol ipsilateral: Alınmıyor, Sol kontralateral: Alınmıyor
1- Sol otoskleroz 2- Sol fasial paralizi 3- Sağ akustik nörinom 4- Sağ efüzyonlu otitis media 5- Sol efüzyonlu otitis media
D-Kontralateral reflekslerde stimulusu hangi kulaktan veriyorsak o kulağın yönüyle isimlendirilir. Orta kulağın hastalıklarında (OME ve otoskleroz) prob hasta kulaktaysa refleks alınmaz. Prob sağlam kulakta ise hasta kulaktan verilen stimulsun şiddeti arttırılınca refleks alınabilir ancak kabaca 30 dB’i geçen işitme kayıplarında bu da alınmaz. Akustik nörinom olan kulaktan stimulus verilerek yapılan refleksler alınmaz. Fasial paralizide ise prob hasta tarafta ise refleksler alınmaz.
__________________________________
75- Yanda verilen odyogramda supraaural kulaklık kullanıldığına göre hangi eşikleri maskeli olarak belirlemek gerekir? 1-Sağ 1000 Hz Kemik Yolu 2-Sol 1000 Hz Kemik Yolu 3-Sol 1000 Hz Hava Yolu 4-Sol 2000 Hz Hava Yolu
C-Supraaural kulaklık kullanıldığında kötü kulağın hava yolu eşikleri ile iyi kulağın kemik yolu eşikleri arasında 40 dB ya da daha fazla fark varsa kötü kulağın hava yolu eşikleri maskeli olarak ölçülür. Kötü kulağın hava yolu eşikleri ile yine kötü kulağın kemik yolu eşikleri arasında 10 dB ya da daha fazla fark varsa kötü kulağın kemik yolu eşikleri maskeli olarak ölçülür. İyi kulağın eşikleri maskelenmez.
__________________________________
74- İşitme kaybının tipi (iletim, SNİK, Mikst) ve her iki kulak arasındaki simetri (simetrik, asimetrik) baz alındığında hangi iki hastalığın saf ses odyometrisi birbirine benzerdir?
C-Presbiakuzi bilateral simetrik yüksek frekanslarda daha fazla olan SNİK yapar, GBİK’de ise özellikle 4000 Hz’de olmak üzere bilateral simetrik SNİK’e neden olur. Meniere Hastalığı’nda daha çok alçak frekanslarda olmak üzere asimetrik SNİK, Akustik Nörinomda’da yine tek taraflı (asimetrik) SNİK görülür. Ani İşitme Kaybı’nın ortaya çıkardığı SNİK çok büyük oranda tek taraflıdır. Çift taraflı olduğu nadir durumlarda da simetrik olması bir kural değildir. KOM, iletim tipi işitme kaybı yapar ancak iç kulakta sıklıkla etkilendiğinden mikst tip işitme kaybı da görülür.
__________________________________
73- Aşağıdaki durumlardan hangisinde sağa vuran nistagmus görülür?
1-Sağ horizontal kanal kanaloltihiasis, roll testinde baş sağa dönük
2-Sağ horizontal kanal kanalolithiasis, roll testinde baş sola dönük
3-Sol horizontal kanal kupulolithiasis, roll testinde baş sağa dönük
4-Sol horizontal kanal kupulolithiasis, roll testinde baş sola dönük
D-Horizontal kanal kanalolitihiasisinde roll testi yapıldığında baş hangi tarafa dönerse dönsün geotrofik nistagmus görülür. Yani baş sağa döndürülmüşse sağa, baş sola döndürülmüşse sola nistagmus olur. Horizontal kanal kupululithiasisinde ise ageotrofik nistagmus görülür. Yani baş sağa döndürülmüşse sola, baş sola döndürülmüşse sağa vuran nistagmus ortaya çıkar. Kanalolithiasisde hasta tarafa döndürüldüğünde, kupululithiasisde ise sağlam tarafa döndürüldüğünde daha şiddetli nistagmus vardır.
__________________________________
72- Weber testi sağa lateralize olan bir hastada Rinne testi her iki tarafta da pozitif çıkmıştır. Stapes refleksleri ise her iki tarafta ipsilateral ve kontralateral olarak alınmıştır. Buna göre hastadaki işitme kaybıyla ilgili olarak hangisini söyleyebiliriz?
B-Weber testinin sağa lateralize olması, ya sağda gap olduğunu (İTİK veya Mikst), ya da solda SNİK olduğunu gösterir. Rinne testinin her iki tarafta da pozitif olması sağda İTİK’ten ziyade solda SNİK olduğunun göstergesidir. Koklear kayıplarda stapes refleksi orta derecedeki işitme kayıplarında dahi alınabilir. Ancak retrokoklear kayıplarda orta derecedeki SNİK’te stapes refleksleri kaybolur. Solda orta derecedeki koklear kayıp sorudaki bulguları karşılamaktadır.
__________________________________
71- Acil polikliniğine ani baş dönmesi, bulantı-kusma ile başvuran hastada hangi bulgu vestibüler nörinit tanısını destekler?
A-Ani baş dönmesi, bulantı kusma şikayetinin görüldüğü duruma Akut Vestibüler Sendrom adı verilir. Bu durum genellikle vestibüler nörinit ya da serebellar infarktlara bağlıdır. İkisini birbirinden ayırmada HINTS protokolü önemlidir. Vestibüler nörinitte işitme kaybı olmaz. Head impulse testinde baş hasta tarafa çevrildiğinde sakkad görülür. Nistagmus bakış yönüyle değişmez. Gözlerin birbirine göre hizasında da değişiklik olmaz. Bunun ortaya çıkarıldığı Cover testinde kapalı olan göz açıldığında hareket etmez (HINTS protokolü ve Cover testini okuyunuz)
__________________________________
70- Yanda odyogramı verilen hastada 70 dB stimulusla VEMP cevapları alınmıştır . Aynı hastada aşağıdaki sonuçlardan hangisi beklenmez?
B-Odyogramda sol kulak işitme eşikleri normal sınırlarda sağ kulakta ise özellikle düşük frekanslarda olmak üzere GAP mevcuttur. Bu durumda VEMP eşiklerinin de düşük olması dış ya da orta kulak hastalığından ziyade bir üçüncü pencere sendromunun olabileceğini düşündürmektedir. Bu sendromda OAE cevapları alınır, timpanometri ve stapes refleksleri normal sonuç verir. Weber testi hasta kulağa lateralize, Rinne ise hasta tarafta negatif bulunur.
__________________________________
69- VNG ile ilgili olarak hangileri yanlıştır?
1-Optik Fiksasyonla baskılanma periferik hastalıklarda görülür.
2-Hipermetrik sakkad serebellar hastalıklarda görülür.
3-Soğuk uyaran verilen kulağa doğru nistagmus olmasına ‘inversiyon’ denir.
68- Koklear-retrokoklear ayırımı amacıyla ABR yapıldığında V / I amplitüd oranının oldukça düştüğü görülmüştür. Bu amaçla aynı hastada diğer testler yapıldığında hangisi ABR bulgusu ile uyumlu değildir?
A) Stapes reflekslerinin normal olması
B) Otoakustik emisyonların normal olması
C) Tip A timpanogram
D) I-V dalgalararası latans uzaması
Cevabı için tıklayınız.
__________________________________
67- Aşağıdaki eşleşmelerden hangileri yanlıştır?
1-Alport Sendromu – Böbrek yetmezliği
2-Usher Sendromu – Retinitis Pigmentoza
3-Treacher Collins Sendromu – Guatr
4-Pendred Sendromu – Maksiller gelişim bozukluğu
A) 1, 3 ve 4
B) 2 ve 4
C) 1, 2 ve 3
D) 3 ve 4
Cevabı için tıklayınız.
__________________________________
66- Elektrofizyolojik testlerde elektrot yerleşimiyle ilgili olarak kullanılan uluslararası 10-20 sistemiyle ilgili olarak harflerin temsil ettiği bölge aşağıdakilerden hangisinde yanlış verilmiştir?
A) A2- Sağ aurikula
B) Fpz: Nasion
C) M1: Sol mastoid
D) Fz: Verteks
Cevabı için tıklayınız.
__________________________________
65- Bir sistemin kütlesi arttıkça rezonans frekansı düşer, otosklerozda rezonans frekansı düşüktür.
Bu cümlenin doğru olabilmesi için hangi değişikliğin yapılması gerekir?
2-Vertebrobaziler sistem tıkanıklığında rotasyonel vertigo oluşabilir
3-AICA tıkanıklığında işitme kaybı görülmez
4-PICA tıkanıklığında serebellar semptomlar da görülebilir
A) 2,3 ve 4
B) 1,2 ve 4
C) 1 ve 3
D) 2 ve 4
Cevabı için tıklayınız.
53- Hangi TEST-ALT TEST eşleştirmesi yanlıştır?
1-VNG-Gaze Testi
2-Rotasyon Sandalyesi-VOR Supresyonu
3-Posturografi-Velocity Step
4-VNG-Dix Hallpike Testi
A) Sadece 3
B) 3 ve 4
C) 1 ve 2
D) 2 ve 4
Cevabı için tıklayınız.
52- ASSR’de akustik uyaranın saniyede kaç kez değiştirildiğine modülasyon frekansı denir. Bunun değeri arttıkça işitsel yolların daha üst merkezlerinin yanıtları elde edilir.
Yukarıdaki cümlenin doğru olması için hangi değişikliğin yapılması gereklidir?
A) DEĞİŞTİRİLDİĞİNE yerine VERİLDİĞİNE
B) MODÜLASYON FREKANSI yerine FREKANS MODÜLASYONU
C) ARTTIKÇA yerine AZALDIKÇA
D) Cümle zaten doğru
Cevabı için tıklayınız.
51- Aşağıdaki hastalıklara ait bilgiler hangilerinde yanlış yazılmıştır?
1-Meniere Hastalığı – Willis Parakuzisi
2-Otoskleroz – Carhart Çentiği
3-Kronik Otitis Media – Schwartze Belirtisi
4-SSCD – Çok Düşük SDS
A) 1, 2 ve 4
B) 1 ve 3
C) 3 ve 4
D) 1, 3 ve 4
Cevabı için tıklayınız.
50- Chorda Tympani’nin içinden geçen liflerin aşağıdaki nükleuslardan hangileriyle bağlantısı vardır?
1-Nucleus Salivatorius Superior
2-Nucleus Salivatorius Inferior
3-Nucleus Lacrimalis
4-Nucleus Tractus Solitarius
A) 1 ve 4
B) 2 ve 4
C) 1 ve 3
D) 2 ve 3
Cevabı için tıklayınız.
49- “Primer İşitme Merkezi”, “Broca Alanı” ve “Wernicke Alanı” nı içeren aşağıdaki Broadman Alanları hangi şıkta sırasıyla verilmiştir?
1-Brodmann’ın 22.alanı
2-Brodmann’ın 41.alanı
3-Brodmann’ın 44.alanı
A) 1-3-2
B) 2-3-1
C) 3-1-2
D) 1-2-3
Cevabı için tıklayınız.
48- Aşağıdaki bilgilerden hangileri doğrudur?
1- Dış tüylü hücreler kokleanın bazal kısmında apekse göre daha kısadırlar
2- Baziler membran kokleanın bazal kısmında apekse göre daha serttir
3- Alçak frekanslı seslerin oluşturduğu ilerleyen dalga apeksten bazale doğru olur
4- Baziler membran kokleanın bazal kısmında apekse göre daha geniştir.
A) 1 ve 2
B) 1, 3 ve 4
C) 2 ve 3
D) 2 ve 4
Cevabı için tıklayınız.
47- Koklear fizyolojiyle ilgili olarak ‘koklear güç kaynağı’ – ‘koklear transdüksiyon’ – ‘koklear amplifikasyon’ görevlerini sağlayan aşağıdaki iç kulak bölümleri hangi şıkta sırasıyla verilmiştir?
1- Dış Tüylü Hücreler
2- İç Tüylü Hücreler
3- Stria Vaskülaris
A) 1-3-2
B) 2-1-3
C) 2-3-1
D) 3-2-1
Cevabı için tıklayınız.
46- Hangi odyolojik bulgu ‘Superior Semisircular Kanal Dehisansı’ ile ilgili olarak doğrudur?
1- Rinne testi pozitiftir.
2- Stapes refleksi alınır.
3- Saf ses odyometride gap vardır.
4- Tip A timpanogram görülür.
A) 1, 2 ve 4
B) 1, 3 ve 4
C) 2, 3 ve 4
D) 1, 2 ve 3
Cevabı için tıklayınız.
45- “Efüzyonlu Otitis Media; bakterilere bağlı olarak gelişen, kulak zarının delik olmadığı, asıl olarak işitme kaybı yapan bir orta kulak iltihabıdır.”
Yukarıdaki cümlenin “doğru” olması için hangi değişikliğin yapılması gereklidir?
A) EFÜZYONLU yerine AKUT SUPURATİF
B) BAKTERİLERE yerine EUSTACHİİ TIKANIKLIĞINA
C) OLMADIĞI yerine OLABİLDİĞİ
D) İŞİTME KAYBI yerine AĞRI
Cevabı için tıklayınız.
44- Hangileri Jerwell ve Lange-Nielsen hastalığının bulgularındandır?
1- Potasyum kanallarıyla ilgili sorun vardır.
2- EKG’de Q-T uzaması vardır.
3- Çocukluk çağında ölümler olabilir.
4- İşitme kaybı bilateraldir.
A) 1-2-3
B) 2-3-4
C) 1-4
D) Hepsi
Cevabı için tıklayınız.
43- ABR testinde kullanılan elektrot isimlerinden hangi ikisi aynı elektrodu ifade eder?
Konuşmacının adını tıkladığınızda kendisi hakkında bilgi alabilirsiniz
69-C
VNG’de nistagmusun optik fiksasyonla baskılanması periferik vestibüler hastalıkların bulgusudur. Sakkad testinde gözlerin hedefi aşmasına hipermetrik sakkad adı verilir ve serebellar hastalıklarla bazı göz hastalıklarında görülür. Kalorik testte sıcak uyaran verilen tarafa ve soğuk uyaran verilen tarafın tersi yöne vuran nistagmus görülür. Bunun tersi olmasına kalorik inversiyon adı verilir. Süperior vestibüler nörinitte hasta taraftan verilen sıcak ve soğuk uyaranlara karşı alınan cevap düşüktür. Yani kanal parezisi görülür.
İnönü Üniversitesi
4.Sınıf Öğrencisi
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Mezunu
Haydarpaşa EAH KBB Kliniği Mezunu
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Odyoloji ve Konuşma Bozuklukları Doktora Programı Mezunu
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa
4.Sınıf Öğrencisi
İstanbul Medipol Üniversitesi
Mezun
İstanbul Medipol Üniversitesi
Mezun
Selçuk Üniversitesi
3.Sınıf
Cevap
A
Sensörinöral işitme kayıplarında koklear-retrokoklear ayırımı için çok sayıda testten faydalanılır. ABR’de normal kişilerde V/I oranı 1’in üzerindedir. Ancak akustik nörinom gibi retrokoklear hastalıklarda V.dalganın amplitüdü düşer ve V/I oranı da 1’in çok altına düşebilir. V.dalganın latansı uzadığından dolayı I-V dalgalararası latans uzar. Retrokoklear hastalıklarda o kulaktan ses verildiğinde stapes refleksi alınmaz, ya da refleks decay pozitif olur. Otoakustik emisyonlar retrokoklear hastalıklarda normaldir. Timpanometri yapıldığında Tip A timpanogram elde edilir. Koklear-retrokoklear ayırımında kullanılan diğer test sonuçlarının da okunması gereklidir.
Cevap
D
Genetik işitme kayıpları sendromik ya da nonsendromik olabilir. Sendromik olanlar işitme kaybı dışında başka problemlerle beraber olur. Bazı sendromların işitme kaybı dışındaki ön plana çıkan bulguları şu şekildedir:
ABR’nin de dahil olduğu elektrofizyolojik testlerde elektrotların yerleştirildiği belirli yerler vardır ve bu yerleruluslararası 10-20 sistemi adı verilen, başın farklı yönlerinde toplam uzunluğun %10 ve %20 si olacak şekilde aralık verilen bir sisteme göre belirlenir. Bu sistemde tek sayılar sol tarafı, çift sayılar ise sağ tarafı temsil eder. Orta hat Z harfi ile (Zero) temsil edilir. Burun kökü (nasion) Fpz, verteks ise Cz ile ifade edilir. A:Auricula, M:MastoidC:Coronal, T:Temporal, P:Parietal, O:Oksipital, F:Frontal anlamına gelmektedir.
Cevap
C
Bir sistemi en iyi şekilde titreştiren frekansa Rezonans Frekansı denir. Bu sistemde sertlik arttıkça rezonans frekansı artar, kütle arttıkça ise rezonans frekansı düşer. Otoskleroz sertliği arttıran bir hastalıktır ve bu hastalıkta rezonans frekansı yüksektir.Otitis media ise kütleyi arttırır bu nedenle rezonans frekansı düşer.
Cevap
D
Stapes refleksi sesli uyaranlar sonucunda fasial sinirin aktive olması ve stapes kasını kasmasıyla ortaya çıkar. Oküler VEMP’te sesli uyaran okulomotor siniri uyararak karşı taraftaki inferior oblik kasın kasılmasına, servikal VEMP’te ise n.accesoriusu etkileyerek aynı taraftaki sternocleidomastoid kasın gevşemesine neden olur. Postauriküler kas, fasial sinirin auricularis posterior dalı tarafından inerve olur ve yüksek şiddetteki sesli uyaranlarla kasılarak orta latansların değerlendirmesini zorlaştırır.
Cevap
C
Horizontal kanallarda ampullopedal hareket eksitasyona, ampullofugal hareket ise inhibisyona neden olur. Eğer sol horizontal kanal ampullofugal harekete bağlı olarak inhibe olursa gözler sola doğru hareket eder dolayısıyla sağ göz mediale, sol göz ise laterale doğru hareket eder. Yani sağ gözde medial rektus, sol gözde ise lateral rektus kasılır.
Cevap
D
Bir enerji çeşidinin başka bir enerji çeşidine çevrilmesine transdüksiyon, bunu yapanlara da transdüser adı verilir. Mikrofon ses dalgasını elektrik enerjisine çevirir, hoparlör ise elektrik enerjisini ses dalgasına çevirir. Supraaural kulaklık elektrik enerjisini ses enerjisine çevirerek odyolojik testlerdeki stimulusları sağlar. Koklea ise kendisine gelen ses dalgasının yaptığı mekanik enerjiyi tüylü hücreler aracılığı ile elektrik enerjisine çevirir ve spiral ganglion nöronlarına aktarır.
Cevap
B
Konjenital işitme kayıplarının yaklaşık yarısı genetiktir. Genetik olanların da yaklaşık %70’i nonsendromiktir. GJB2 (Gap-Junction Beta-2) genindeki mutasyonlar nonsendromik otozomal resesif işitme kayıplarının çoğunluğunu oluşturur. GJB2 geni Connexin 26 proteinini kodlar ve bu protein hücrelerarası bağlantıları sağlayarak molekül geçişlerini yönetir. GJB2 genindeki mutasyonlarda Connexin26 proteini görevini yapamaz ve potasyum resirkülasyonu bozulacağından dolayı endokoklear potansiyel oluşmaz.
Cevap
D
Otoskleroz genellikle iletim ve mikst tip işitme kaybı yapmasına rağmen stapes tabanını etkilemeden kokleayı tutarsa (koklear otoskleroz) SNİK yapar. Büllöz Mirenjit timpanik membranın bir hastalığı olmasına rağmen bazı vakalarda SNİK görülür.Vestibüler Nörinit vestibüler sinirin inflamasyonudur ve koklear bulgu yapmamasıyla karakterizedir. Presbiakuzi ise işitsel yolların yaşlanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır ve bilateral simetrik SNİK yapar.
Cevap
C
Corti organında reseptör hücreler olan İç ve Dış Tüylü Hücreler dışında destek hücreleri de bulunur. Bunlar reseptör hücrelerin çalışması için uygun ortam sağlarlar. Reseptör hücrelere mekanik destek sağladıkları gibi hücre içi homeostazis, iyon sirkülasyonu, hücrelerin fagositozu ve son yıllardaki çalışmalarda reseptör hücrelerin oluşması ile ilgili fonksiyonları vardır. Corti tüneli iç ve dış pillar hücrelerin arasındadır, Dış tüylü hücreler Deiters’ hücrelerinin, iç tüylü hücreler de phalangeal hücrelerin üzerine oturmuşlardır. DTH’ın lateralinde Claudius, Boettcher ve Hensen hücreleri, İTH’ın medialinde de iç sınır ve iç sulkus hücreleri bulunur.
Cevap
B
Koklear sinir ponstaki Koklear Nükleuslara ulaştıktan sonra büyük oranda çaprazlaşarak Superior Oliver Kompleks’e ulaşır. Buradan kalkan lifler Lateral Lemniscus’u oluşturarak, mezensefalondaki Inferior Colliculus’a gelir. İşitme yollarının daha sonraki durağı talamusta bulunan Medial Geniculate Nükleus’tur. Bu nükleustan kalkan lifler temporal korteksteki İşitme Merkezine ulaşırlar.
Cevap
D
ABRhızlı cevaplar olduğu için rate daha yüksek tutulabilir ancak geç latanslar yavaş cevaplardır ve rate düşük tutulmalıdır (Rate=ABR:13-20/Geç Latans:1-2). Geç latanslar düşük frekanslı cevaplar olduğu için high-pass filtre ayarı ABR’ye göre düşük olmalıdır (High-pass Filtre=ABR:30/Geç Latans:0,1). ABR’de amplitüdler geç latanslara göre daha düşüktür(Amplitüd= ABR:0,1-0,5/Geç Latans:1-5 µV) bu nedenle de daha fazla sayıda uyarı vermek gerekir (Sweep Sayısı=ABR:1500-2000/Geç Latans:50-300).
Cevap
C
Otosklerozun erken döneminde oluşan yeni kemik odaklarına otospongiosis denir. Bu odaklarda yoğun vaskülarizasyon vardır. Otosklerozun geç döneminde ise avaskularizasyon vardır. Otospongisosis döneminde vaskülarizasyon artışından dolayı timpanik membranda pembe bir renk ile karakterize olan Schwartze Belirtisi görülür. Otospongiosis döneminde hematoksilen eosin ile boyanınca bu odaklar mavi bir renk alır. Buna “Manasse’nin Mavi Örtüsü” denir. Aynı kemikte hem otospongiosis hem de otosklerotik odaklar görülebilir.
Cevap
A
Ses hızıkatı ortamda en fazladır, bunu sıvı ve hava ortamı takip eder. Yani havada katı ortama göre daha yavaştır. Frekans ve periyot birbiri ile ters orantılı olduğu için periyot değişirse frekans da değişir. Ses kaynaktan çıktığında şiddeti en fazladır, uzaklaştıkça amplitüd düşer. Bir başka ortama geçen sesin frekansı değişmez yani saniyedeki dalga sayısı değişmez ancak dalga boyunun değişmesi nedeniyle hızı değişir.
Cevap
B
Her iki tarafta subclavian arterden vertebral arterler kaynaklanır. Vertebral arterler foramen magnumdan kafa içine girer ve birleşerek baziler arteri oluştururlar. PICA vertebral arterden kaynaklanır. AICA ise baziler arterden kaynaklanır. Hem PICA hem de AICA serebellumu ve beyin sapını besler. Dolayısıyla her ikisinin tıkanıklığı da rotasyonel vertigo ve serebellar semptom yapar. Labirentin arter AICA’dan kaynaklandığı için bu arterin tıkanıklığı işitme kaybı da yapabilir.
Cevap
A
VNG’de alt test olarak Okulumotor Testler (Gaze Testi bunlardan biridir), Statik Pozisyonel Testler, Dinamik Pozisyonel Testler (Dix Hallpike bunlardan biridir) ve Kalorik Test yapılır. Head-Shake Test de VNG’nin alt testi olarak kabul edilebilir.
Rotasyon Sandalyesinin alt testleri; Sinüzoidal Harmonik Akselerasyon, VOR Supresyonu ve Velocity Step Testidir.
Bilgisayarlı Dinamik Posturografinin temel alt testleri ise Duyu Organizasyon Testi, Motor Kontrol Testi ve Adaptasyon testidir. Bunların dışında Modifiye Denge Duyu İnteraksiyonu, Stabilite Sınırları, Ritmik Ağırlık Aktarma gibi statik posturografi alt testleri de vardır.
Cevap
D
Willis Parakuzisi, hastanın gürültülü ortamlarda konuşulanı daha iyi işitmesidir ve Otoskleroz başta olmak üzere iletim tipi işitme kayıplarında görülür.
Carhart Çentiği, kemik yolu eşiklerinde 2000Hz’de diğer frekanslara göre daha fazla kötüleşmedir ve Otosklerozda görülür.
Schwartze Belirtisi de yine Otosklerozda görülen ve timpanik membranda pembe renge verilen isimdir.
Çok düşük SDS retrokoklear hastalıkları akla getiren bir durumdur.
Cevap
C
ASSR’de verilen akustik uyaranın özellikleri periyodik olarak değiştirilir. Eğer frekans değiştiriliyorsa “frekans modülasyonu”, eğer amplitüd değiştiriliyorsa “amplitüd modülasyonu”denir. Bu değişikliğin saniyede kaç kez yapıldığına da “modülasyon frekansı” denir.
20 nin altındaki modülasyon frekanslarında özellikle işitsel korteksin domine ettiği cevaplar, 60’dan yüksek modülasyon frekansı ise beyin sapı bölgesinin domine ettiği cevaplar ön plana çıkar. Aradaki frekanslar talamus ve orta beyin bölgesinin cevaplarıdır.
Cevap
A
Dilin 2/3 ön kısmının tat duyusu önce n.lingualis içinde, sonra chorda tympani içinde olarak n.fasialise ve ganglion geniculideki hücrelere gelirler. Buradaki hücrelerin aksonları n.intermedius içinde olarak Nucleus Tractus Solitarius’ta sonlanırlar.
Ponstaki Nucles Salivatorius Superior’dan kaynaklanan parasempatik lifler önce n.intermedius sonra n.fasialis, daha sonra chorda tympani ve n.lingualis içinde olmak üzere ganglion submandibulare ve ganglion sublingualeye gelirler.
Nücleus Lacrimalis, glandula lacrimalise lif gönderir, nucleus salivatorius inferior ise glossopharyngeal sinire ait bir nükleustur.
Cevap
Sorunun cevabı Pazartesi günü yayınlanacaktır.
Cevap
B
Alman anatomist Brodmann, maymunlar üzerinde yaptığı araştırmada serebral korteksi 52 alana ayırarak her bir alanın farklı görevleri olduğunu belirlemiştir. Konuşmayla ilgili bölgelerden Wernicke alanı Brodmann’ın 22. alanına, Broca alanı ise 44 ve 45. alanlarına denk gelir. Pirimer işitsel korteks ise Brodmann’ın 41. alanındadır.
Cevap
A
Baziler membran bazal kısımda apikal kısıma göre daha sert ve daha dardır. Bu durum bazal kısmın apekse göre sertlik etkisinin daha fazla, kütle etkisinin ise daha az olmasına neden olur.
Dış tüylü hücreler de bazalde daha kısa, apekse doğru gittikçe daha uzun olurlar.
Kokleaya gelen sesin frekansı ne olursa olsun, ilerleyen dalga bazalden apekse doğru gerçekleşir.
Cevap
D
Kokleada dış tüylü hücreler elektromotilite özellikleri sayesinde baziler membranın daha fazla titreşim göstermesini dolayısıyla sesin amplifikasyonunu sağlarlar. İç tüylü hücreler ise spiral ganglion nöronlarıyla dış tüylü hücrelere göre çok daha fazla bağlantı kurarlar ve mekanik enerjinin elektriksel enerjiye dönüşmesini (transdüksiyon) sağlarlar. Tüylü hücrelerin bu görevlerini yapabilmesi için endolenfatik potansiyelin yani endolenf içerisindeki K konsantrasyonunun yeterli olması gereklidir. Bu potansiyelin oluşmasında stria vaskülaris rol oynar.
Cevap
C
Superior Semisircular Kanal Dehisansı; üçüncü pencere sendromlarının en sık görülenidir ve superior semisircular kanal apeksinde bir açıklık ile karakterizedir. Ses ve basınçla ortaya çıkan baş dönmesi şikayeti ön plandadır. Odyogramda düşük frekanslarda gap olmasına rağmen, tip A timpanogram görülür ve stapes refleksleri alınır. Weber hasta tarafa lateralize, rinne ise negatiftir. VEMP testi tanıda önemli rol oynamasına rağmen kesin tanı yüksek çözünürlüklü CT ile konur. Bu hastalığın diğer semptom ve bulgularının da okunması gereklidir.
Cevap
B
Efüzyonlu Otitis Media (OME) Eustachi borusu tıkanıklığına bağlı olarak gelişen, timpanik membranın intakt olduğu ve temel olarak işitme kaybı yapan bir hastalıktır. Enfeksiyon olmadığı için ağrı da olmaz. Akut Supuratif Otitis Media (AOM) ise bakteri ve virüslere bağlı olarak gelişen, belli döneminde timpanik membranın delinebildiği ve temel olarak ağrı yapan bir orta kulak iltihabıdır. Kronik Supuratif Otitis Media (KOM); AOM’nin tekrar etmesi ve tam olarak iyileşmemesi sonucu gelişen, akıntı ile işitme kaybı yapan ve timpanik membranın delik olduğu bir hastalıktır.
Cevap
Sorunun cevabı Perşembe günü yayınlanacaktır.
Cevap
D
Bu hastalık Jerwell ve Lange-Nielsen tarafından tanımlanmıştır. Konjenital işitme kaybı, Q-T aralığının uzaması ve senkop atakları ile karakterizedir. KVLQT1 ve KCNE1 genlerindeki mutasyonlar nedeniyle olur. Bu genler kalp ve iç kulaktaki potasyum kanallarının oluşumundan sorumludur. İşitme kaybı potasyum kanallarının çalışmamasına bağlı endolenf homeostasisinin bozulmasına bağlıdır. Konjenital, bilateral ve ileri ya da derindir. Kardiyak patolojiler çocukluk çağında ölümlere yol açabilir. Beta adrenerjik blokerler ölüm oranını %71 den % 6 ya düşürür.
Cevap
C
Amplifikatörlerin bir sinyal girişi bir de referans girişi vardır. Eğer her iki uca aynı genlikte sinyal gelirse sinyal gelmemiş gibi olur. Her iki girişe birden uygulanan aynı faz ve genlikteki girişe “common mode” denir. Amplifikatör her iki elektroda gelen aynı aktiviteyi elimine eder. Gürültü işitsel potansiyellere göre daha yüksek amplitüdlüdür ve her iki elektroda aynı şiddette gelir. Diferansiyel, kulak lobülünde elde edilen aktiviteyi çevirir (invert) ve verteksteki elektroddaki aktiviteyle toplar. Eğer her iki elektroddaki aktivite aynı ise sıfırlanır. Common mode rejection yapıldıktan sonra geriye kalan voltaj amplifiye edilir. Verteksteki noninverting (aktif)’ dir. Earlobe ya da mastoiddeki inverting (referans)’dir.
Cevap
B
Superior Oliver Kompleks binaural inervasyonun sağlandığı ilk santral işitme bölgesidir. Lateral ve medial olmak üzere iki bölümdür. Sesin lokalizasyonunda MOC daha çok kulaklar arası zaman farkına, LOC ise kulaklar arası şiddet farkına duyarlılıkları ile etkili olurlar. MOC lifleri miyelinlidirler ve dış tüylü hücrelerde sonlanan efferent yolları oluşturur. LOC lifleri ise miyelinsizdir ve daha çok iç tüylü hücrelerde sonlanırlar. Karşı kulaktan verilen gürültü ile ipsilateral kulaktaki OAE amplitüdlerinin azalmasında (supresyon) MOC lifleri rol oynar.
Cevap
A
Utrikulus ve sakkulus makulalarına eşit olmayan iki kısma ayıran hatta striola adı verilir. Utrikulustaki kinociliumlar striolaya doğru, sakkulusta ise strioladan uzakta yerleşmişlerdir. Lateral semisirküler kanalda ampullaya doğru (ampullapedal) akım eksitasyona (uyarılmaya( neden olurken, anterior ve posterior kanalda ise ampulladan uzaklaşan (ampullafugal) akım eksitasyon oluşturur. Ters yöndeki akımlar inhibisyona (baskılanmaya) neden olur.
Cevap
A
Spiral gangliondaki nöronların dendritleri tüylü hücrelerle sinaps yaparlar, aksonları ise koklear siniri oluşturarak ponstaki “koklear nükleuslara” ulaşır. Koklear nükleuslardan çıkan liflerin büyük çoğunluğu karşı tarafa geçerek “superior oliver komplekse” varırlar. Buradan yukarıya doğru “lateral lemniscusu” oluşturarak mezensefalondaki “inferior colliculusa” geçerler. Lateral lemniscus koklear nükleuslardan da direkt lif alır. Daha sonra talamustaki “medial geniculat nükleusu” oluşturup temporal loptaki işitme merkezine ulaşırlar.
Cevap
C
Fasiyal sinirin mimik kaslarını inerve eden motor nöronları ponsta bulunur. Sensöriel hücreler ise ganglion geniculi’de bulunurlar. Bu hücrelerin dendritleri dilin ⅔ ön kısmına gelir. Aksonları ise n. intermedius içinde ponsa giderek nucleus tractus solitarius’ta sonlanırlar. N. intermedius fasiyal sinirin hem parasempatik hem de sensöriyel liflerini taşır. Tükrük salgısını arttıran ganglionlara giden parasempatik lifler chorda timpaniden de geçer, chorda timpani ayrıca dilin ⅔ ön kısmına tat duyusunu taşır.
Cevap
D
Erken potansiyeller (EcochG, ABR) hızlı cevaplardır ve yüksek rate oranları ile elde edilebilirler. Ancak daha geç potansiyeller (AMLR, P300) yavaş cevaplardır ve düşük rate gerektirirler. Erken potansiyeller yüksek frekanslıdırlar ve high-pass filtre yüksek tutulabilir, geç potansiyeller düşük frekanslıdırlar ve high-pass filtrenin düşük tutulması gerekir. Erken potansiyeller küçük amplitüdlüdürler ve daha fazla averajlama gerektirirler, geç potansiyeller daha büyük amplitüdlüdürler ve daha az averajlama gerektirirler.
Cevap
B
Spiral ganglion nöronlarının dendritleri, tüylü hücrelerle sinaps yaparlar. Bu sinapsa giderken Rosenthal’s Kanalı’ndan geçerek Corti organına ulaşırlar. Aquaductus cochlea, scala timpaniden başlayıp subaraknoid sisternalardan Cysterna Magna’ya açılır. Corti organındaki destek hücrelerinden iç ve dış pillar hücreler aradındaki boşluğa “Corti tüneli” adı verilir. Dış tüylü hücrelerin stereosiliaları kısadan uzuna doğru sıralanırlar. Kısa olan medialde, uzun olan ise lateraldedir.
Cevap
A
Periferik nistagmuslarda hızlı faz yönüne bakıldığında nistagmusun hızı artar, yavaş faz yönüne bakıldığında hız azalır (Alexandır yasası). Her iki göz konjüge (aynı yöne doğru aynı şiddette) hareket eder. Yavaş ve hızlı fazları vardır (sıçrayıcı). Eğer hasta bir noktaya fikse olursa (optik fiksasyon) nistagmusun şiddeti azalır.
Cevap
D
Redlich-Obersteiner Bölgesi: Root Entry Zone olarak da bilinir. Periferik sinir sistemiyle santral sinir sisteminin birleştiği noktadır. Kranyal sinirlerin beyin sapıyla, spinal sinirlerin spinal kordla birleştiği nokta. 8. sinirin de pontobulber bileşkede beyin sapıyla birleştiği noktadır. Bu noktada schwan hücreleri oligodendrositle değişir. Nörovaskuler kompresyon sendromlarının en sık görüldüğü yerdir.
Cevap
C
Tuning Curve; işitme sinir liflerinin frekans seçiciliğini ifade eden bir eğridir. Bu eğri ne kadar sivri ise o lif karakteristik frekansına o kadar seçicidir. Grafiğin X ekseninde frekans, Y ekseninde şiddet işaretlenir. Eğer sinir lifi karakteristik frekansına düşük şiddetlerde, diğer frekanslara yüksek şiddetlerde cevap veriyorsa eğri sivri çıkar. Bu eğrinin sivriliği Q10 değeriyle belirlenir. Bu değer: Karakteristik frekans/ 10 dB’ye denk gelen frekans aralığı formülüyle belirlenir. Q10 değeri büyükse eğri daha sivri demektir.
Cevap
D
VEMP, yüksek şiddetteki (yaklaşık 90 dB) sesli uyaranlar sonucu boyun ya da göz kaslarında oluşan cevabın değerlendirildiği elektrofizyolojik bir testtir. Geç latanslar, yavaş cevaplar olduklarından ve kortikal nöronların uzun refrakter periyotlarından dolayı ABR’ye göre daha düşük rate gerektirirler. ABR’de alterne polaritenin kullanılması koklear mikrofoniklerin görülmesini engeller. Tone burst uyaranda bir ‘çıkış süresi’, ‘plato’ ve ‘iniş süresi’ vardır. Tone-pip uyaran ise plato içermez.
Cevap
A
Dış tüylü hücreler; destek hücrelerinden Deiters’ hücrelerine oturmuş durumdadırlar. Tüylü hücrelerde bulunan stereocilialar birbirlerine tip-linkler aracılığı ile bağlanırlar. Bu stereociliaların sertliklerini sağlayan protein actin filamanlarıdır. Mekanotransdüksiyon kanalları açıldığında hücre içine potasyum girer ve hücre depolarize olur. İç ve dış pillar hücrelerin arasında bulunan Corti Tüneli, scala mediada bulunmasına rağmen, kimyasal olarak perilenfe benzer, yani sodyumdan zengindir.
Cevap
B
Kalorik testte uyarılan kanal lateral kanaldır. Test sırasında sıcak uyaranla endolenfin yoğunluğu azalır ve ampullaya doğru (yukarı) hareket eder. Bu nedenle eksitasyon olur ve uyarılan kulağa vuran nistagmus olur. ABR raporlarında ‘Epoch’ açılan analiz penceresini yani ekranda kaç msn’lik süreyi incelediğimizi gösteren bir terimdir. N.intermedius; fasial sinirin duyusal ve parasempatik liflerini taşır. Fasial sinir ile beraber internal akustik kanaldan geçer.
Cevap
A
Genetik işitme kayıplarından ‘Pendred Sendromu’ guatr ve işitme kaybı ile karakterizedir. Geniş vestibüler aquaductus da sık görülür. ‘Usher Sendromu’nun 3 tipi vardır ve işitme kaybı ile beraber görülen en önemli bulgu retinitis pigmentozadır. ‘Alport Sendromu’nda işitme kaybına eşlik eden bulgu nefrit veya böbrek yetmezliğidir. ‘Waardenburg Sendromu’nda işitme kaybının yanısıra beyaz perçem, irisin pigmenter bozukluğu ve distopia canthorum (iki iç kantus arasındaki mesafenin artışı) görülür. EKG’de QT uzaması ‘Jerwell ve Large-Nielsen Sendromu’nun bulgusudur.
Cevap
D
Ekstraoküler kaslar 6 çifttir ve n.oculomotorius, n.abducens ile n.trochlearis tarafından inerve edilirler. N.fasilais bu kasların inervasyonunda rol oynamaz. Lateral rektus kası n.abducens tarafından, superior oblik kas n.trochlearis tarafından, diğer tüm kaslar (medial, superior ve inferior rektus ile inferior oblik kas) n.oculomotorius tarafından inerve edilirler.
Cevap
C
Meniere Hastalığı ataklar halinde ortaya çıkan bir hastalıktır. Asimetrik olarak atak sırasında özellikle düşük frekanslarda işitme kaybı olur ve atak sonrası genellikle düzelir. Otoimmün iç kulak hastalığında bilateral hızlı ilerleyen ancak fluktuasyon da gösterebilen SNİK görülür. Geniş vestibüler aquaductusta iletim, mikst ya da sensörinöral işitme kaybı gelişebilir ve bu işitme kaybı fluktuasyon gösterebilir. Presbiakuzide ise işitme kaybı genellikle yavaş şekilde progresyon gösterir. Fluktuasyon özelliği yoktur.
Cevap
B
Sese maruz kalındığında denge bozukluğu görülmesine Tulio fenomeni denir. Bu fenomen üçüncü pencere sendromlarında, Meniere hastalığında, perilenf fistülünde ve sifilizde görülebilir. Üçüncü pencere sendromlarının en sık görüleni süperör semisirküler kanal dehisansıdır (SSCD) ve bu durumda VEMP eşiklerinin düşük bulunması tanı konmasında oldukça önemlidir. Diğer şıkların Tulio fenomeniyle birlikteliği belli bir hastalığı işaret etmemektedir.
Cevap
D
Kabakulak doğum sonrası labirentitlerin en sık görülen viral nedenlerindendir ve genellikle tek taraflı labirentite neden olur. Ani işitme kaybı etyolojisinde de viral etyoloji oldukça ön plandadır ve Herpes virüsün bunda rol oynadığı gösterilmiştir. Bazı çalışmalarda otoskleroz oluşumunda kızamık virüsünün etkisi olduğu da gösterilmiştir.
Cevap
D
Belli bir frekanstaki işitme kaybının kendisinden önceki ve sonraki frekanslardan kötü olması odyogramda ‘çentik’ oluşmasına neden olur. Meniere Hastalığında genellikle düşük frekanslarda, presbiakuzide ise genellikle yüksek frekanslarda sensörinöral işitme kaybı olur. Otosklerozda kemik yolu işitme eşiklerinde 2000 Hz, kendisinden önceki ve sonraki frekanslardan daha kötüdür ve buna ‘Carhart Çentiği’ denir. GBİK’de ise 4000 Hz’de daha belirgin sensörinöral işitme kaybı olur.
Cevap
A
Otitis Media orta kulak boşluğunun inflamasyonudur. Kronik Süpüratif Otitis Media’da timpanik membran her zaman perforedir. Akut Süpüratif Otitis Media’da zar belli bir dönemde perfore olabilir. Rekürren Otitis Media; Akut Süpüratif Otitis Media’nın sık tekrar etmesidir. Efüzyonlu otitis media ise orta kulakta negatif basınca bağlı olarak timpanik membranın retraksiyonu ve sıvı toplanmasıyla karakterizedir. Timpanik membran perforasyonu görülmez.
Cevap
B
Vestibüler nörinit baş dönmesiyle ortaya çıkan ve işitme kaybının olmadığı bir hastalıktır. Meniere Hastalığı ataklar halinde baş dönmesinin ve özellikle atak sırasında düşük frekanslarda işitme kaybının olduğu bir hastalıktır. Ancak hastaları asıl rahatsız eden şikayet baş dönmesidir. Akustik nörinom ise unilateral sensörinöral işitme kaybıyla ortaya çıkar. Baş dönmesi genellikle yoktur.
Cevap
C
Retrokoklear hastalık diyince akla gelen ilk durum ‘Akustik Nörinom’dur. Retrokoklear hastalıklarda ABR oldukça etkilenir ve özellikle latanslar uzar. Hasta kulaktan ses verildiğinde stapes refleklsleri genellikle alınmaz. Hasta tarafta OAE cevapları alınır ancak karşı kulaktan gürültü verildiğnde olması gereken OAE supresyonu yeterince olmaz. Timpanometri ise normal olarak alınır.
Cevap
A
Weber testinde diyapozon orta hatta konur ve hangi tarafta duyulduğuna bakılır. Eğer bir kulakta iletim tipi işitme kaybı varsa hasta kulakta, sensörinöral kayıp varsa sağlam tarafta duyulur. Rinne testinde ise mastoid kemik üzeirnde ses duyulması bittiğinde DKY önüne getirilir. Hasta sesi duyuyorsa Rinne pozitif, duymuyorsa Rinne negatif olarak değerlendirilir. İletim tipi kayıpta Rinne negatif, sensörinöral kayıpta Rinne Pozitiftir. Verdiğimiz örnekte weber sağ kulakta duyulduğuna ve sağ kulakta Rinne negatif olduğuna göre sağ kulakta iletim tipi işitme kaybı olduğu düşünülür.
Cevap
D
cVEMP yüksek şiddetteki uyarana karşı sternokleidomastoid kasta gevşeme şeklinde oluşan cevabın değerlendirildiği testtir. Bu cevabın oluşmasında rol oynayan yolak; sakkulus, inferior vestibular sinir, vestibular nükleus, vestibulospinal traktus ve XI.kranyal sinir (n.accessorius) şeklindedir. oVEMP’de ise inferior oblik kas cevabı değerlendirildiği için etkili olan kranyal sinir III.kranyal sinirdir (n.oculomotorius).
Cevap
D
Statik ve dinamik postürografi bir çok alt test içerir. Bunlar arsında en sık uygulananı Duyu Organizasyon Testi’dir (DOT). Ayrıca Motor Kontrol Testi, Adaptasyon Testi, Modifiye Denge Duyu İnteraksiyonu Klinik Testi, Stabilite Sınırları Testi ve Ritmik Ağırlık Aktarma Testi de postürografi kapsamında yapılan testlerdir. Sinüzoidal Harmonik Akselerasyon ise rotasyon sandalyesi ile yapılan bir alt testtir.
Cevap
B
İşitsel Nöropati Spektrum Bozukluğu (İNSB); iç tüylü hücreler, spiral ganglion ile olan sinapslar ve 8.sinirde ortaya çıkan, nedeni tam bilinemeyen bir bozukluktur. Bebekte konuşmayı öğrenememe ve erişkinde konuşmayı anlamada önemli bozuklukla ortaya çıkar. Dış tüylü hücrele sağlamdır bu nedenle OAE cevapları alınır. İşitme eşikleri aynı kişide bile oldukça değişken çıkabilir. ABR dalgaları alınmaz ya da çok bozuktur ancak negatif ve pozitif polaritede koklear mikrofonikler gözlenir. Stapes refleksleri ise alınmaz.
Cevap
A
vHIT testi; başın semisirküler kanal ekseninde hızlıca döndürülmesi sırasında hastanın gözlerini karşıdaki hedefe sabitlemesi istenen bir testtir. Değerlendirme kazanç ve sakkadik göz hareketi varlığı ile yapılır. SHIMP testinde de yine hastaya baş hareketei yaptırılır ve gözlerini hedefe sabitlemesi istenir. Ancak bu kez hastadan gözlerini sabitlemesi istenen hedef de baş ile birlikte hareket eder. Yani vHIT testinde sakkad olmaması beklenirken, SHIMP testinde sakkad olması normaldir.
Cevap
C
Virüsler iç kulağı etkileyerek viral labirentite neden olurlar ve işitme kaybı ile baş dönmesi ortaya çıkarabilirler. Konjenital viral labirentit etkenleri arasında Cytomegalovirus ve kızamıkçık ön planda iken, akkiz etkenler olarak kabakulak virüsü ve kızamık virüsü daha çok rol oynar. Herpes virüs özellikle ani işitme kaybında labirentit yapan etkenler arasında kabul edilir. Coronavirüs ise labrientit etkenleri arasında sayılmaz.
Cevap
C
Corti organında iç ve dış tüylü hücrelerle beraber destek hücreleri de bulunur. Bunlar dıştan içe doğru, Claudius hücreleri, Boettcher hücreleri, Hensen hücreleri, Deiters hücreleri (dış phalangeal hücreler), dış ve iç pillar hücreler, iç phalangeal hücreler, iç sınır hücreleri (inner border) ve iç sulcus (inner sulcus) hücreleridir. Dış tüylü hücreler Deiter’s hücreleri ile yakın temastadır ve baziler membranla arasındaki bağlantı bu hücreler aracılığı ile sağlanır.
Cevap
A
Stapes refleksinin oluşması için işitme yolları ile fasial sinir nükleusunun bağlantı kurması gerekir. İşitsel uyarının ipsilateral fasial nükleusa ulaşması ventral koklear nükleustan direkt olarak ya da superior oliver kompleks (SOC) aracılığı ile olur. Kontralateral fasial nükleusa ulaşması ise, ya ipsilateral SOC ya da kontralateral SOC aracılığı ile olur.
Cevap
C
Koklear hastalıklarda 50 dB işitme kaybına kadar stapes refleksi alınabilir ancak retrokoklear hastalıklarda hafif işitme kaybında dahi refleks alınmayabilir. Tone decay testinde hastanın kendisine verilen sesi 1 dk boyunca duyması ancak işitme eşiğinin 30 dB’den daha fazla üstünde mümkün oluyorsa bu retrooklear işitme kaybını gösterir. SDS testinde prezantasyon seviyesi arttıkça skorlar da artar. Ancak belli bir şiddetten sonra SDS düşmeye başlarsa buna rollover fenomeni denir ve retrkoklear işitme kayıplarında görülür. Kulağa gelen sesin şiddeti arttığında, hissedilen gürlük seviyesinin daha fazla artması ve hastanın rahatsız edici ses seviyesinin notmalden düşük olması recruitment sonucu olur ve bu durum koklear işitme kayıplarında görülür.
Cevap
B
Konuşmayı Ayırdetme Skorları (Speech Discrimination Scores – SDS); kişiye okunan kelimelerin yüzde kaçını tekrar edebildiğinin ölçüldüğü bir testtir. İletim tipi işitme kayıplarında normal ya da normale yakın çıkar. Koklear işitme kayıplarında, işitme kaybının derecesi ile orantılı olarak düşüş olur. Ancak retrokoklear işitme kayıplarında, genellikle işitme kaybına göre beklenenden daha kötü sonuç çıkar. Kronik otitis media ve otoskleroz iletim ya da mikst tip işitme kaybı, Meniere Hastalığı ise koklear işitme kaybı yapar. Akustik nörinom ise retrokoklear hastalıklar sınıfındadır.
Cevap
D
Meatus Acusticus Internus (MAI); petroz kemiğin arka yüzünde bulunan ve iç kulağa doğru uzanan bir kanaldır. N.fasialis ve n.vestibulokoklearis bu kanalın içinden geçer. N.fasialisin parasempatik ve duyusal liflerini taşıyan n.intermedius da yine MAI’nin içinden geçer. Tat duyusunu taşıyan chorda tympani ise fasial sinirin MAI’den çıktıktan sonra verdiği bir daldır.
Cevap
C
Otoakustik emisyon (OAE) cevapları, dış tüylü hücrelerin elektromotilite özelliğinin bir sonucu olarak ortaya çıkan seslerdir ve bu sesler dışa doğru olarak orta kulaktan geçip, dış kulak yoluna yerleştirilen mikrofon tarafından kaydedilirler. Dolayısıyla otoskleroz ve orta kulakta sıvı birikimi gibi hastalıklar sesin dış kulak yoluna taşınmasını engelleyerek OAE cevaplarını bozarlar. GBİK ise dış tüylü hücrelere zarar vererek emisyonların oluşmasını engeller. İşitsel nöropatide hastalık iç tyülü hücreler, koklear sinir ya da daha sonraki yolaklarda olabilir. Dış tüylü hücreler ise sağlamdır. Yani emisyonların oluşmasında ve dış kulak yoluna taşınmasında bir sorun yoktur.
Cevap
C
Sesli uyaranlar, baziler membranın hareketi sonucu tüylü hücrelerin stereocilialarında eğilmeye, hücre içine potasyum girmesiyle de depolarizasyona neden olurlar. Dış tüylü hücreler; iç tüylü hücrelerden farklı olarak bu depolarizasyon sırasında kasılma, hiperpolarizasyon sırasında da gevşeme özelliğine sahiptir. Dış tüylü hücrelerin bu kasılma ve gevşeme özelliğine elektromotilite denir. Elektromotilite gelen sesin şiddetini arttrdığı (koklear amplifikasyon) gibi frekans seçiciliğini de arttırır. Dış tüylü hücrelerin elektromotilite özelliği hücre membranında bulunan bir motor protein tarafından sağlanır. Bu protein ‘prestin’dir.
Cevap
A
Timpanogramın Y ekseninde komplians değerleri değerlendirilir. Gradyan timpanogram eğrisinin tepe kısmının sivri ya da basık olması hakkında bilgi veren bir değerdir ve yassı olması orta kulakta basınç düşüklüğü olabileceğini gösterir. Dış kulak yolu hacmi sistem tarafından otomatik olarak ölçülür ve yüksek olması zar perforasyonunu, düşük olması dış kulak yolunda buşon olabileceğini düşündürür. Timpanometri testi sırasında Valsalva ve Toynbee manevraları ile Eustachii tüpünün açıklığı konusunda da bilgi ediniriz ancak hacmi ile ilgili bilgi edinemeyiz.
Cevap
D
Utriculus ve Sacculus otolitik organlardır. Bu organlarda tüylü hücreleri içeren bölgeye ‘macula’ adı verilir. Maculaları asimetrik olarak ikiye ayıran hatta ‘strola’ adı verilir. Tüylü hücreler üzerinde otokonial membran ve bu membran üzerinde de ‘CaCO3 kristalleri’ bulunur Cupula ise semisirküler kanalların ampullalarında bulunan jelatinöz yapıdır.
Cevap
B
Fizyolojik nistagmuslar 4 tanedir. Kendi etrafımızda döndükten sonra ortaya çıkan rotasyonel nistagmus, yolculuk sırasında araç dışındaki cisimleri takip ederken ortaya çıkan optokinetik nstagmus, farklı yönlere aşırı bakış sırasında ortaya çıkan end-point nistagmus ve dış kulak yoluna sıcak ya da soğuk uygulamasıyla ortaya çıkan kalorik nistagmus. Rebound nistagmus ise bir tarafa en az 10 sn süre ile baktıktan sonra göz hızlıca normal pozisyonuna getirildiğinde ilk bakışın ters tarafına vuran nistagmustur. Neredeyse daima patolojiktir ve daha çok cerebellum ve beyin sapı hastalıklarında görülür.
Cevap
A
Sesin hızı ortam moleküllerinin yoğunluğuna bağlı olarak hava, su ve katıda farklılıklar gösterir. Havada yaklaşık 340 m/sn iken suda daha hızlı, katı maddelerde ise daha da hızlıdır. Sesin frekansı kaynaktan çıktığı haliyle sabit kalır. Frekans ile periyot ters orantılıdır. Dolayısıyla sesin prriyodu da değişmez. Frekans ile dalga boyu da ses aynı ortamda kaldığı sürece yine ters orantılıdır. Yani ses dalgasının periyodu ve dalga boyu da aynı ortamda iken sabittir. Fakat ses dalgası ortam değiştirince frekans sabit kalır, dalga boyu ise değişir. Buna bağlı olarak da hızı değişir. (Hız= Dalga boyu x frekans) Sesin şiddeti ise yine ortam moleküllerinin yoğunluğuna bağlı olarak etkilenir.
Cevap
D
Oklüzyon etkisi (tıkanma etkisi) dış kulak yolunun tıkanması durumunda kemik yolu iletim mekanizmasında özellikle alçak frekanslarda görülen iyileşmedir. Bu iyileşme sesin kafatası kemikleri aracılığı ile verildiğinde, normalde dış kulak yolundan olan enerji kaçışının gerçekleşememesi sonucu oluşur. Yani kokleanın daha iyi işitmesinden değil daha fazla ses enerjisinin kokleaya ulaşması sonucudur. Kemik yolu işitme eşiklerinin maskelenmesi sırasında test edilmeyen kulak tıkalı olduğu için 250 Hz’de 30 dB, 500 Hz’de 20 dB, 1000 Hz’de 10 dB (250 ve 500 Hz için 15 dB, 1000 Hz için 10 dB şeklinde görüş de vardır) oklüzyon etkisi görülür. Bu değerler insert kulaklıklar için 250 ve 500 Hz’de 10 dB şeklindedir. 2000 ve üstü frekanslarda ise hem supraaural hem de insert kulaklıkla oklüzyon etkisi görülmez. Kulakta 20 dB ya da daha fazla gap yapan işitme kaybı varsa oklüzyon etkisi dikkate alınmaz.
Cevap
C
Vestibüler sinir supeiror ve inferior olmak üzere iki kısım olarak beyin sapına ilerler. Superior vestibüler sinir; horizontal SSC (semisirküler kanal), anterior SSC, utrikulus ve sakkulusun küçük bir kısmından lif alır. Inferior vestibüler sinir ise posterior SSC ve sakkulusun büyük ksımından lif alır.
Cevap
A
Glutamat sinir sisteminin en önemli nörotransmitterlerindendir ve hem işitme hem denge sisteminde de uyarıcı rol oynar. Tüylü hücrelerden snaptik aralığa salınan glutamat postsinaptik membrandaki reseptörlerine bağlanır. Bu reseptörler eğer kendisine nörotransmitter bağlandığında bir kanal aracılığı ile hücre içine iyonların girişini sağlıyorsa iyonotropik, özellikle G proteini gibi başka bir maddenin hücre içinde etki etmesini sağlıyorsa metabotropik reseptör adını alır. Glutamatında hem iyonotropik hem de metabotropk reseptörleri vardır. İyonotropik reseptörler NMDA (N-methyl-D-aspartate), AMPA (α-amino-3-hydroxyl-5-methyl-4-isoxazole-propionate) ve kainate (Kainic asit)’tir.
Cevap
C
Corti organıda baziler membranın hareketi ile, vestibüler end organlarda da baş hareketleri ile tüylü hücrelerin stereociliaları uzun olanın tarafına doğru eğildiklerinde, endolenften hücre içinde potasyum girer. Bu şekilde hücre içi voltaj değişikliği olur ve hücre depolarize hale gelir. Depoalariazsyona bağlı olarak açılan kalsiyum kanalları sayesinde hücre içindeki kalsiyum miktarı artar. Hücrenin tabanına yakın olarak bulunan veziküllerden sinaptik aralığa glutamat salınımı bu artan kalsiyumun etkisiyle gerçekleşir.